Gönderi

Antiokhos IV Epiphanes devrinde (y. MÖ 175-164) Helenizmle çatışma en uç noktaya ulaşmıştı. Zaten bir süredir iki hizip arasındaki —Tobiyalar (evrenselciler) ve Honiler (milliyetçiler)— arasındaki zıtlık şiddete dökülme tehlikesi gösteriyordu. Helen yandaşları, Tevrat Yahudiliğini diğer çağdaş başdaştırmacı yaratımlara benzeyen, "modern" türde bir din haline getirecek kökten bir reform istiyorlardı. Yaklaşık olarak MÖ 167'de Honilerin başarısız isyan girişimini fırsat bilen rakipleri, Antiokhos'a bir krallık fermanıyla Tora'yı kısaltmasını tavsiye ettiler. Kudüs Tapınağı, Fenikelilerin Baal'iyle özdeşleştirilen Zeus Olympious'un bağdaştırmacı tapınağına dönüştürüldü. Ferman, Şabbat'a ve bayram günlerine uyulmasını, sünneti ve Tora kitaplarını bulundurmayı yasaklıyor, bu yasakları ihlal edenlerin idam cezasını çarptırılacağını duyuruyordu. Filistin'in her yerde Gentil tanrıları için tapınaklar dikildi ve halk onlara sungu taşımak zorunda bırakıldı. Kenan'ın fethinden beri, özellikle de monarşi döneminde İsrailliler, baştan çıkarıcı dinsel bağdaştırmacılık tehlikesini yaşamıştı. Ama Antiokhos Epiphanes'in saldırısı çok daha ciddiydi. Gerçi Antiokhos'un niyeti Yahve'nin yerine Zeus'u getirmek değil, putperestler açısında esas olarak isimsiz olarak kalmış bir tanrıya isim vermekti. Zaten birçok Yunan ve Romalı yazar Yahve'yi Zeus'a benzetmişti. Gelenekselciler açısından kutsalcılığa hakaret olan böyle bir benzetme, Stoacılığın görkemli dinsel ve felsefi bakışından gözleri kamaşmış Helen dostu münevverlerin büyük bir bölümü için kabul edilebilir bir olguydu. Ama İsraillilerin çoğunun aklı böyle bir felsefi yorumu almıyordu: Onlar Zeus'u, Gentil'lerin taptığı çok sayıda tanrıdan biri olarak görüyordu. Ayrıca daha geç bir dönemde tarihçi Flavius Josephus'un kabul ettiği gibi Antiokhos kutsallığa yönelik birçok hakaretin (öncelikle Kudüs'e kurulan tapımın çok tanrılı niteliği), haydutluğun, hoşgörüsüzlüğün ve özellikle de Yahudiler üzerindeki baskının sorumlusuydu. Asmoniler ailesinden Mattathias adında bir din adamı silahlı ayaklanmayı başlattı. En başından itibaren bir "sofular" gurubu (hasidim'ler) tarafından desteklendi. Mattathias'ın ölümünden sonra, savaşı oğullarından Yuda Makkabi yönetti. MÖ 164'te tapınağı ele geçirdi ve ibadeti yeniden başlattı. Hasidim'ler, dinsel nitelikteki bu zaferi yeterli buldu. Ama siyasi bağımsızlık için mücadeleyi sürdüren Makkabiler, MÖ 128'de bunu da elde etti. Yüzyıllar sonra Asmoniler hanedanından Yahudi krallar yeniden tahta çıkmıştı. Saltanatları tam bir felaket oldu ve halk MÖ 63'te Roma egemenliğini kabul edip rahatladı. Antiokhos Epiphanes'in saldırısıyla Pompeius'un Filistin'i Roma eyaleti haline getirmesi arasında geçen yüzyıl, Yahudilerin tarihi ve dini açısından belirleyici oldu. Bir yandan zorla putperestleştirme girişimi Filistin Yahudilerinin asla unutamayacağı bir yara açtı: Artık putperestliğin masumiyetine inanmıyorlardı, ve Helenistik kültürle aralarına bir uçurum girmişti. Diğer yandan Makkabilerin askeri zaferi, Yahudi krallığının şaşırtıcı bir siyasi nüfuz kazanmasını sağladı. Üstelik karizmatik Yuda Makkabi örneği, daha sonra Romalılara karşı da başka silahlı ayaklanmaları teşvik etti. Ama 66-70 isyanı, Titus'un lejyonlarının ikinci Tapınağı ve Kudüs'ü yıkmasıyla sonuçlandıç Hadrianus da 132-135'te Bar Kokhba'nın [Ben Kosba] başını çektiği ayaklanmayı vahşice bastırdı. Konumuz açısından esas olarak bu dönemin dinsel yaratımları üzerinde duracağız. Bekleneceği üzere, o çağın tarihsel olayları dönüştürülmüş, şifreli mesajlar yüklenmiş, özgül bir evrensel tarih bakışıyla bütünleştirilmiştir. İlk kıyamet metinleri, Daniel ve Hanok'un Kitabı'nın en eski bölümü, "sofular" (hasidim) çevresinde ortaya çıkar. "Sofular" oldukça kapalı bir cemaatti; Yasaya mutlak itaatin önemi ve nedamet getirmenin aciliyeti üzerinde duruyorlardı. Nedamete verilen büyük önem tarihe yönelik apokaliptik bir bakışın doğrudan sonucuydu. Gerçekten de tarihin dehşeti o zamana denk görülmedik boyutlar almıştı. Bu nedenle, Daniel ve I. Hanok, dünyanın sonuna yaklaşıldığını öngörüyorlardı; "sofular" Tanrı'nın artık fazla gecikmeyecek yargı gününe hazırlanmalıydı.
Sayfa 301 - XXV. BÖLÜM: YAHUDİLİĞİN SINAVLARI
·
6 views
Tuğulka okurunun profil resmi
Gentil: Yahudilerin yabancı uluslara, özellikle de Greklere verdiği isim
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.