Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Günün Pasajı Kadınlara. ..
Var olsun kadınlar! #8Mart Yaşamayı yaşanılmaz kılan, yerinde durmak belki de. Bıkmadık mı hep aynı yollar hep aynı insanlar hep aynı ev hep aynı pencere. İnci Aral, "Bir sırt çantasıyla yollara düşmek,dünyanın sokaklarını arşınlamak, gitmek, durmadan gitmekti hayalim." der bir başka eserinde. Yürümek, yürümek ve daima yürümek gerek sevgili okur: Hep ileriye hep bir yerlere. Var olun.   İnci Aral - Yeşil Kırmızı Kedi Yayınları, s.143-145   İnsan benliğini kazandıran, geçmişi ve asıl o geçmişten kalan anılardan başka nedir ki? Geçmiş zaman düzenli vuruşlarıyla belleğinizde sürer gider. Sizin bir adım önünüzde yürür, ana yola açılan sayısız tali yol ve demeçlerboyunca. Karanlık koyulaşır gitgide. Gölgeler ayak sesinizde titreşir. Sokaklar ıssızlaşır. Şurada burada tek tük ışıklar yanar ve yağmur kokusu. Siz değilmişsiniz, hiç olmamışsınız gibi olursunuz. Sonra bu yokluğun ne anlama geldiğini sorarsınız kendinize.  Şimdiye kadar günlük tutmadım. Olan biteni kaydetmediğim için de birçok şeyi unuttum. Unutmak temizliktir. Yerinde sayan, gelişmeleri durmuş sıradan insanlar yaşadıkları en sıradan olay ve durumları büyük bir açıklıkla anımsarlar, ilkokuldaki sınıf arkadaşlarının adlarını eksiksiz sayan, öğretmeninin kaç çocuğu vardı ve adları neydi unutmayan, çocukken hangi tarihte eve hangi konuk gelmişti ve ne giymişti ve o gece ne yemek yenmişti kesinlikle bilen, ama bu gereksiz biriktirme daha yeni bilgilere yer bırakmadığındankendi evinin telefon numarasını zor çıkaran ve çantasını, çakmağını orada burada unutan yetişkin insanlara normal denemez bence. Bunlar gereksiz bir geçmişi sırtlanmış bir tür bellek hamallarıdır. Nedense kendilerini mutlu saydıkları zamanları yüklemiş olsalar da kafalarına. Hayatta başarı kazanmak olasılıkları yoktur. Geçmişin içinde debelenip dururlar çünkü ve o beş para etmez gençlikleri için hayıflanırlar. Sandık kokan masallarını önlerine gelene anlatmaktan korkunç zevk duyarlar. Anımsayamamak güzeldir. Belirli aralıklarla, beş-on yılda bir, dip bucak bir temizlik yapıp eski kayıtları silmek ve yeni kayıtlar için yer açmak gereklidir. Böylece anımsayamadığım olaylar başımdan geçmemiş olur bir bakıma. Bu yüzden de beni üzmez, ürkütmez ve bana acı vermezler. Bu gece ilk kez gerçeği gördüm yüzünde. Masanın yanında ayakta duruyordu, elinden gelse o anda hemen çıkıp gidiverecekmiş gibi sıkılmış ve yorgun benden. Gözleri bana söyleyemediklerini, söylemek istemediklerini anlatıyordu. Hepsini. Ne zamandır beklediğimsonun geldiğini, yapacağım ve söyleyeceğim hiçbir şeyin artık bu sonu değiştiremeyeceğini anladım. Aramızdaki uzaklığı duydum tenimde. Ürperdim. Veda sözlerini söylesin diye bekledim, bırakılacak olan bendim, karşı çıkmayacaktım. Ama sustu. Olmayacak bir şeysöyler de o anın gerginliği yok olur, uğraşa didine yarattığı bu geri dönüşü olmayan durumu kendi elleriyle yıkıverir diye korkarak bekledi. Yaşadığımız onca güzel anıyı böyle bir anın umarsızlığı çirkinleştirmesin istedim. Paltomu giydim, sokağa çıktım. Uzun uzun yürüdüm. Yağmur yağıyordu. Unutmak sözcüğünü düşündüm. Derin bir çukur kazıp bana acı veren her şeyi -ve onu- gömmek, üstünü örtmek ve bu mezara işaret koymamak demekti unutmak. Gerisi boşluk.   
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.