Gönderi

Yıllar önce annemi kaybetmiştim bir ocak ayında.Üniversite okuduğum için kendimi eve kapatmak yerine okula devam ettim.aylar sonra zar zor biraz olsun toparlanabilmiş olarak eve döndüm.Karşılaştığım manzara annemi kaybetmekten ağır değildi.Sıvadım kolları tamam dedim hallederim alt tarafı temizlik.22 yaşındayım o zaman.Ve daha önce evle ilgili hiçbi iş yapmamışım.Halamla konuşuyorum ölü evi badana yapılır günahtır diyo.Neyse diyorum boya seçip eve geliyorum.Sil baştan bütün eşyaları boşaltıp boya yapıyorum.4 odadan sadece ikisine gücüm yetiyor.Başarı sayıyorum.O sırada babam her gün 3 öğün yemek istiyor benden.Ben sadece 1 öğün atıştırmalık hazırlayabiliyorum.Kızıyor bağırıp çağırıyor neye yararsın sen yemek yok diye surat asıp evden çekip gidiyor her gece gece yarılarına kadar dönmüyor.Evde yalnızım ve azıcık dalsam sesler duyuyor ürküyorum uyumamak için direnerek sabaha karşı sızıyorum ancak.Sonra yeniden temizliğin başına..Sırada koca koca halılar.İlk halı yıkama deneyimim.Annem nasıl yapıyodu diye zihnimi kurcalıyorum hatırladığım kadarıyla ıslatıp yıkamaya başlıyorum halıyı.Halının her santimetrakaresinden en az on tane saç teli çıkıyor.Annemin dökülen saçları.hep dökülürdü evin her yerinde giysilerinde hep olurdu.Ama artık olmayacak son kez toplayıp evrene gönderiyorum onları.Her bir tel için dakikalarca gözyaşı döktükten sonra vedalaşıp usulca toprağın bağrına yolluyorum.Babam eve geliyor aralarda yemek yapmadın mı diye soruyor.Yine aynı sahneler kavga gürültü.Sonunda sinir krizlerine dönüşmeye başlıyor.Ruhum kuş gibi çırpınıyor kafesin içinde.Ben bu değilim hiç olmadım.Ben annemin saçlarını halıdan toplamak istemiyorum diye bağırıyorum gözyaşlarımın içinden.Kimse duymuyor.Komşu teyzeyle konuşuyoruz çalış babana yemek yap çamaşırını bulaşığını yıka gömleklerini ütüle sen kızsın bakıcan babana diye tembihliyor.İyi de benim annem öldü diyorum içimden.Annem öldü benim daha acısını bile yaşamadım ki ben.Sonra bir gün babam ağzı kulaklarında eve geliyor.Bi kadın bulmuşlar ona evlenicekmiş.Daha bunu anlatırken telefonu çalıyor yüzündeki iğrenç sırıtışla sofradan kalkıp dışarı çıkıyor gizlice(!) yeni sevgilisyle görüşüyor.Karşı çıkıyorum olmaz saçmalama diyorum.Hesaba almıyor bile.Tanıdık herkese beni aşağılıyor küçük düşürüyor.Günlerce yüzüne bakmıyorum.Evlat babaya öf bile demez büyük günaha giriyorsun diye komşu kadınlardan inciler dökülüyor.İçim alev alev kavrulurken sadece susabiliyorum.Ağzımı açsam günahkarım ağzımı açsam zulmeden ben oluyorum.Kimse gözümün içine bir kez olsun bakmıyor kimse yaramı sarmıyor.Hayata karşı öyle tecrübesizim öyle çocuğum ki bununla başedemiyorum.Üstüme kalan bütün roller,hem mükemmel evlat olma,hem evin hanımı olma çok ağır geliyor kabullenemiyorum.Müthiş özgüven kaybı olarak geri dönüyor tüm bunlar.Ondan sonra hiçbi şeyi beceremez oluyorum.Başaramadıkça aşağılanıyor hor görülüyorum.Asla bakıcılıktan bir aile üyesi olmaya,yaşayan nefes alan kendi yolunda ilerleyen bir kadın, ailesinden güç alan bir kadın olmaya terfi edemiyorum.Ta ki kısır döngüyü kırana bir kadın olarak kim olduğumu ne olduğumu anlayana kadar...Benim gibi iki eli iki ayağı olan hiçbir canlı benim üzerimden yaşamını sürdürmeyi teklif dahi edemez bana.Bunu biliyorum artık.Hiç bir erkek bütün yaşamı boyunca bana bağımlı kalamaz.Keşke tüm bunların farkına annem hala yanımdayken varsaydım.Gece gündüz 1 dk durmadan çalışan ama yine de en ufak bir övgüye rastlamayan,sevilebilmek için insanüstü çaba gösteren o kadın belki iş makinesi gibi değil gerçek bir kadın gibi yaşam sürebilirdi.
·
6 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.