Gönderi

180 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Uzun süredir İstanbul'da yaşayan biri olarak iç sıkıntımı, yol yorgunluğumu, beton,asfalt, çimento ve diğer yapı malzemelerine nefretimi bir kez daha gün yüzüne çıkarmış bir kitap. Bir kendini tanıyamamazlık hikayesi. Kitabı sevmemdeki başlıca unsur tabiki de vurgulanmak istenen nokta oldu: Kentsel dönüşüyoruz, kentsel dönüşeceğiz! Hayır. Kentsel dönüşemiyoruz. Her yer inşaat cesetleri ve çimen öksüzlüğüyle kaldı, kalmaya devam ediyor. Havası pis, insanı yorgun bir şehir oldu burası. Bunu görmezden gelenlere güzel bir tokat bu kitap. Yazarın yayımlanan son kitabı, 2017 senesi içerisinde okurla buluşmuş. Yani aslında daha dün yazılmış. Anlatılanlar, anlatılma biçimi sanki çok tanıdık bir şeyler okuyormuşsunuz hissiyatı yaratıyor. Belki de birazcık şu sosyal medyanın oluşturduğu dizüstü edebiyatı kavramına yaklaşıyor bu eser, benim gözümde. Edebi bağlamda dişe dokunur bir şeyler yok. Ancak karakter psikolojisini güzel yansıtıyor. Hakan Bıçakcı'dan okuduğum ilk eser ve bununla beraber diğer kitaplarını da okuma hevesindeyim. Diğer kitaplarında da gördüğüm kadarıyla kapak tasarımları da oldukça ilgi çekici.
Uyku Sersemi
Uyku SersemiHakan Bıçakcı · İletişim Yayıncılık · 2017261 okunma
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.