Gönderi

Küçük bir hikaye.
Sizlerle çok sevdiğim bir yazardan dinlediğim bir hikayeyi paylaşmak istiyorum. Bu gerçek yaşanmış bir öyküdür. 70'li yıllar...Kahramanımız hukuk fakültesinde okuyan bir içine kapanık bir delikanlı. Hukuk Fakültesi'nde okuyor ama sinemaya ilgi duyuyor. Hayalinde iyi bir sinemacı olmak var. Bir gün İstanbul'da film festivali olduğunu duyuyor ve "kesinlikle gitmeliyim" diyor. Giderken de "acaba bilet bulabilecek miyim" diye düşünerek gidiyor. Vardığında, bir genç kadın sesleniyor ona "iki biletim var birini size verebilirim isterseniz" diyor ve bizimki de "tamam, gişeden alacağıma sizden alayım" diyor ve parasını verip alıyor. Filme girdiğinde bakıyor ki salon bomboş. Kimsenin ilgi duymadığı bir film...Salonda yalnız o genç kadın ve bizim hukukçu delikanlı var. Oturup izliyorlar filmi. Kadına karşı içinde bir şeyler olduğunu hissediyor o anda ve "çıkışta bir çay içelim desem kabul eder mi" diye düşünüyor. Sonra fark ediyor ki genç kadının parmağında bir alyans...Kadın evli. Vazgeçiyor bu düşüncesinden ve o gün orada vedalaşıp ayrılıyorlar. Aradan yıllar geçiyor ve bizim delikanlı hayal ettiği gibi sinemacı olamıyor ama sinemacıların haklarını savunan çok iyi bir avukat oluyor. Hayatına birtakım sevgililer giriyor çıkıyor ama nedense evlenemiyor ve 40'lı yaşlarına geliyor. Bir gün ofisinde otururken kapı çalıyor ve genç bir kız giriyor içeri. "Belki uzmanlık alanınız değil ama bir miras davamız var bu davayı alır mısınız?" diye soruyor. Annesinin öldüğünü babasının hakkı olanı vermediğini anlatıyor. Aslında miras annesinden kalmış kıza ve babası annesine çok kızgın ve de kırgın. "Annem bir gün bir olay yaşadı ve bir daha babamı sevemedi" diyor. Avukat tüm bunlar olurken "bu kızı bi yerden tanıyorum sanki" diyor hep. Sonunda dava lehlerine olarak sonuçlanıyor. Avukat, " bunu kutlayalım" diyor. Genç kız "peki ama bir şartla. Önce sinemaya götür beni" diyor. Avukat şaşırıyor "peki, olur" diyor. Sinemaya gidiyorlar, salon tıklım tıklım. Bi ara filmi izlerken dönüp genç kıza bakıyor ve onun da kendisine baktığını ve gülümsediğini görüyor. Onun yıllar önce beraber sinemaya gittiği o kadına benzediğini düşündü ve "acaba?" diye geçirdi içinden. Oradan çıkıp yemeğe gidiyorlar ve bizim avukat cesaretini toplayıp "sizi daha önce görmüş gibiyim birine çok benzetiyorum" diyor ve genç kız "olabilir, insanlar birbirine benzer. Kim bilir kime benzettiniz" diyor. Ayrılırken genç kız avukata bir zarf veriyor "size bunu getirdim, ama tek bir ricam var eve gidince açın" diyor. Avukat söz veriyor ve eve gelince zarfı açıyor. İçinden bir sinema bileti çıkıyor. Bakıyor ki yıllar önce o hoşlandığını kadınla izlediği filmin bileti. "Asıl miras buydu" diyor genç kız notunda...
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.