Gönderi

486 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 32 days
Ve Yılmaz Odabaşı Kendisiyle uzun yıllar önce facebook paylaşımları aracılığıyla tanıştım. Kitabını elbette bu şehirde bulamamıştım. İnternette bulabildiğim kadarıyla şiirlerini okumuş, sevmiştim. İşte bu adam bu şiirleri benim için yazıyor demiştim. Yıllar geçince unutmuştum adını. Kitabı olmayınca tekrar tekrar okuyamamış aklımdan çıkartmışım. Hatırlatan Mete'ye ve ismini yazamadığım birisine çok teşekkür ederim. Öğretmenim canım benim, seni ben pek çok severim. Renkli kalemleri sakla bir gün gelip alacağım senden. Yılmaz Odabaşı 1962 Diyarbakır doğumlu ve tabi hukuk okurken 12 Eylül 1980 darbesi ile tutuklanan bir şair abimiz. Kendisi 80 darbesinin yarattığı ruhsal girdaplar sonucu dağlara çıkmak yerine şiire sığınmış. Bir kere adı kötüye çıkmasın insanın. Elbette ki edebiyat yapmasının önüne bir sürü engel konulmuş. Şiir notlarına el konulmuş kitap basması yasaklanmış. Sırf şiirinin ismi Pusuda yalnızlık olduğu için göz altına alınmış. Şair Orhan Veli ile beraber şiirleri yayınlandığı için Orhan Veli kod adı zannedilip her seferinde gözaltında tutulmuş. Orhan Veli'nin örgüt üyesi olmadığına hatta hayatta olmadığına bir türlü inandıramamış. " Aşk zordu, iş zordu, düş zordu ve yazmak, üstüne üstlük ruh sağlığımızı korumak belki de sadece bizim için nedense çok zordu bu ülkede" diyerek durumu tek cümleyle açıklamış. Şiir sadece ilham alan değil ilham veren olmak zorundadır. Bu yüzden şairler sadece gerçeklerde değil düşlerde de dolaşmalıdır. Bu konuda Yılmaz Odabaşı güzel bir başarı yakalamış. Şiirlerine gelirsek, beni benden etti diyemiyorum çünkü zaten beni, bizi yani insanları anlatıyor. İnsandan ve yaşamdan beslenen şiirler, gerçeklerle açık açık yüzleştiriyor. Acıların insanı nasıl örseledigini anlatıp duruyor mısralarında. Şiirleri rasyonel bir şekilde hayatınıza duygularınıza dokunuyor. Bıkkınlığı ve bıçkınlığıyla mısraları ayrı bir ses tonuyla konuşturuyor. İsyan süzgecinden geçirip okuyucuyu sunuyor. Aşk olsun, nefret olsun, pişmanlık olsun bütün tahammülsüzlükleri kelimelere dizip şiirle feryadını gizlemeyen insan. Suları bıçaklamış. Bayat intiharların izini hem bileğinde hem yüreğinde taşımış. Tek kişilik yaşadığı aşkı kendi dünyasında kalabalıklaştırmış. Şairin dili ise bazı şiirlerde bana çok fazla tanıdık geldi. Çoğu zaman kimi okuduğumu unutup kapağına baktığım oldu. İdeolojik olarak hep aynı şairleri okumayı sevdiğimden olsa gerek. Kim kimden esinlendi bilemiyorum ama sevdiğim bir tür olarak bolca şiir okumaktan mutlu oldum. Kitabı mecburen yarım bırakıyorum. Toplamda 11 şiir kitabı birleştirilmiş. Hem bitmesini istemiyorum hemde üst üste fazla bunalım bana iyi gelmiyor. Çünkü çok fazla içselleştiriyorum. Çünkü şair çok fazla başarılı. "Şimdi ölsek; En fazla kahvede çaylar soğur." demiş. Bence ölmeden pek çok şiir bırakması gerek bu yeryüzüne…
Her Ömür Kendi Gençliğinden Vurulur
Her Ömür Kendi Gençliğinden VurulurYılmaz Odabaşı · Öteki Yayınevi · 2015610 okunma
··
106 views
Mustafa Diyar okurunun profil resmi
Kendisi hemşerim olur. :)) Neyse... Şiirlere yapılan incelemeler bugünlerde katliam resmen. Beni çok rahatsız eden tavırlarla yazılmış incelemelerle karşılaştım. Yani kalkıp "ağzımı ilmimi düzeltmeliyim" demek yerine boş boş cahilu cühelalar inceleme yapıyorlar. Yüreklerinde ne taşıdıkları belirsiz insanlar. Sirkelersek onları çöp dökülür üstlerinden. Başka da bir şey yok. O yüzden bu güzel incelemen için kendi adıma teşekkür ederim :)
DUA okurunun profil resmi
Beğendiğin için ben teşekkür ederim
1 next answer
Halil Korkmaz okurunun profil resmi
Bu ülkede okuyor, yazıyor, üstelik bir de düşünüyorsan muktedirlerin gözünde sen "anarşist=bozguncu=terörist"sin demektir. Bu şimdi de böyle, geçmişte de böyleydi maalesef.
DUA okurunun profil resmi
evet ülkemizin kanayan yarası
Rîndkeş okurunun profil resmi
Benim hayatta ilk kitap imzalattigim kişi
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.