Gönderi

Evet, umutsuzluktan delirmislerdi, cünkü konusuyorlar ama birbirlerini anlamiyorlardi, sanki sagir gibiydiler, giderek daha yüksek sesle bagiriyorlardi ama bir ise yaramiyordu. Farkli diler konusuyorlardi ; sanki her birinin digerinkinden daha ahenkli ve güzelmis gibi, kimi durumlarda birbirlerine gülüyor ve alay ediyorlardi. Dogudan gelip buraya yerlestigimizde hepimiz ayni dili konusuyorduk. Adi neydi dilinizin, diye sordu kabil, ögrenmek istiyordu. Baska dil olmadigindan ada da ihtiyaci yoktu, dildi, hepsi bu.
Sayfa 70 - Kirmizi Kedi YayineviKitabı okudu
·
2 görüntüleme
Sibel Ekeroğlu