Gönderi

556 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 11 days
Tükettin beni Emile Zola... Hani boğazınız düğümlenir ama ağlamamak için tutarsınız kendinizi, ağzınıza acı bir tat yayılır ve şakaklarınızdan bir ağrı başınıza girer, hani bazen de farketmeden dişlerinizi sıkarsınız, kasılmaktan çene kemiğiniz ağrır, hani bazen de kalbinizin, bir el tarafından sımsıkı sıkıldığını hissedersiniz ve derin derin nefes alma ihtiyacı duyarsınız ama yine de rahatlamayazsınız ya, işte  Germinal bana tam da böyle şeyler hissettirdi... Kitabın tek cümlelik özeti şu şekilde;Sermaye ve Emeğin büyük kavgası... Allah hiç bir anneyi evladının ölmesini isteyecek kadar çaresiz bir durumda bırakmasın. Düşünsenize, evladınız gözlerinizin önünde açlıktan acı çekerek ölüyor ve siz hem kendiniz için hem onun için ölümden başka bir çıkış yolu göremiyorsunuz. " Tanrım, neden canımızı almıyorsun? Tanrım, bize acı ve kurtar bizi bu işkenceden! " Aslında baş koydukları hak arama davasında, verdikleri mücadelenin manevi gıdası onları doyurup ihya ederdi ama gel gör ki aç biilaç acı çeken çocuklar onların davasının en büyük imtihanıydı. Yine de verdikleri haklı mücadele de vazgeçmelirine, çocuklarının ölümü bile sebep olmadı. Sermaye yaptığı adaletsizlik ve sömürü ile zavallı işçilerin içine baş kaldırma tohunu ekmişti ama bundan haberi yoktu. Baş gösteren her krizde, hissedarın kâr payını korumak için emekçileri açlığa mahkum ederek bu savaşı aslında kendileri başlattılar. Zavallı işçilerin istedikleri tek şey verdikleri emeğin karşılığını almaktı. Canlarını hiçe sayarak çalıştıkları derin çukurlar da sadece  ölmeyecek kadar yemek alabilecek bir ücrete çalışıyorlardı. İşçilerin hayatlarının özeti de şu şekilde; " Bir zamanlar kürek mahkumlarına ceza olarak verilen ağır bir işte çalışıyorlar, sıklıkla erken yaşta ölüp gidiyorlardı, tüm bunlara rağmen akşam sofralarında et bile bulamyorlardı. Gerçi çorbaları kaynıyordu ama o da ancak açlıktan ölmemelerini sağlıyordu, borçların yükü altında eziliyor, yedikleri bir lokma ekmeği sanki çalmış gibi muamele görüyorlardı. Pazar günleri yorgunluktan kimse yataktan çıkamıyordu. Tek eğlenceleri sarhoş olmak ya  da karılarını hamile bırakmaktı; oysa bira göbeği şişiriyor, çocuklar ise büyüyünce çekip gidiyorlardı. " Söylesenize böyle şartlara sahip bir hayatı yaşıyor olsaydınız siz ne yapardınız? Sonun da ölüm de olsa bir mücadeleye kalkışmaz mıydınız? Kendi adıma konuşacak olursam, en ön saflarda kellemi koltuğuma alır hakkım olanın peşine düşerdim. Nitekim bu işçilerde öyle yaptılar. Ama şartlar onlardan yana değildi. En büyük sorunları cehaletti... Ne yapacaklarını, nasıl bir yol izleyeceklerini bilmiyorlardı. Yeni yetme bir sosyalist olan ve kitabın baş kahramanı olan Etienne'in peşine düşmüş meçhul bir geleceğe doğru gidiyorlardı.  Ama yeni yetme sosyalistimiz bu konularda o kadar donanımsız ve tecrübesizdi ki sosyalizm ile anarşizm arası bocalayıp duruyordu. İşin kötüsü Enternasyonal'in de bu işçilerin direnişine kulak tıkamasıydı. Hani nerde kardeşlik, hani nerde yoldaşlık, nerde dayanışma. Binlerce işçiyi kendi kaderine bıraktılar. Doğal olarak bu şartlarda kazanan burjuvazi oldu. Gerçi her iki taraf için de sonuçlar kötüydü ama en büyük yarayı tabii ki işçiler aldı. Ne üzücü... Kitaptaki Ahlâk, çocuk ve kadın konularına da kısaca değinmek istiyorum zira gözümüze sokarcasına değinilmiş bu konulara. Kitapta Jeanlin adında bir çocuk karakter var. Bu çocuk tam bir Veled-i Zina. Evlerden ırak. Evlat olsa sevilmez. Oysa ki göçük altında kaldığında gözlerim dolmuştu... Bilseydim potansiyel bir haydut olduğunu üzülür müydüm hiç... Hırsızlık, ahlaksızlık, zorbalık ne ararsan var bu çocukta.  İşte yazar da bu çocuk üzerinden, sefalet ve cehalet içinde büyüyen çocukların hem fiziksel hem ruhsal deformasyonunu yansıtmaya çalışmış. O dönem madenlerde kadınlar ve çocuklar da çalışıyormuş ve yasak değilmiş. 9-10 yaşlarında çocuklar madenlerde çalışmaya başlıyorlar ve düzgün de beslenemedikleri için bir de çalışma şartlarından dolayı vücutları gelişmiyor ve normal yaşlarından bir iki yaş daha küçük gösteriyorlar. Bir de yetişkinler her türlü naneyi bu çocukların gözleri önün de yedikleri için ruhsal gelişimleri de sekteye uğruyor ortaya Jeanlin gibi garip çocuklar çıkıyor. Aslın da yazar jeanlin'i metafor olarak kullanmış gibi geldi bana ama o konuları girmeyeceğim yoksa çıkamam. Gelelim ahlak konusuna, işçilerin haklarını arama yolunda verdikleri mücadelerinin haklılığına inanıyor ve sonuna kadar destekliyorum fakat hayvanlara özgü yaşayış tarzını benimsemiş olmaları ahlaki değerlerden bir haber olmaları çokta sempati duymamama sebep oldu. Kendilerine saygıları yok ama başkaları kendilerine saygı duysun diye bir mücadeleye kalkışıyorlar. Önce kendilerine insan gibi davranmayı öğrenmeleri lazım. Tamam anladık, yerin bilmem kaç metre altında çalışıyor, çok yoruluyor, zaman zaman 40-45 dereceye varan sıcaklıkta bunalıyorsun ama Adem Pijaması ile çalışmakta neyin nesi yahu? Ya da tarlalarda, moloz tepelerinin üstünde insanlara aldırmadan ilişkiye girilmesine ne demeli? Üstelik çoğu ergenliğe basmış ya da basmamış çocuklar  ve yetişkin bile sayılmazlar. İşin kötüsü yetişkinlerin bunu görüp gayet normal karşılaması. Normal karşılama sebepleri bir zamanlar moloz tepelerin de, tarlalarda kendilerinin de aynı şeyi yapmış olması ve tek eğlencelerinin bu olması. Çünkü karınlarını bile zar zor doyurdukları için eğlenceye harcayacak paraları kalmıyor. Tabi bu onları haklı çıkarmaz ama neyse... Kadınlar için de bir şeyler söylemek istiyorum. Anladım ki kadınlar, tarihin hiç bir dönemin de hak ettikleri değeri görememişler. Burada da seks objesi olmaktan öteye gidilmemiş kadınların geçtiği her bölümde illaki müstehcen bir şeyler oluyor burada yazara biraz kızdım ama o dönemin Fransasını bilmediğim için çokta üstünde durmamaya çalıştım. Bu arada yazarın gözlem yeteneğine hayran kaldım. Bu adam ya deha olmalı ya da şizofren yoksa o betimlemeleri öyle yapamazdı. Kitabı baştan sona olayların canlı tanığı gibi anlatmış sanki. Betimlemeler zaman zaman sıkmış olsa da bir şarkıya eşlik eden hoş tınılı bir enstrüman gibi eşilk etti olaylara. Böylesi bir gözlem yeteneği önünde şapka çıkartılır. Bir de yazarın hafif sosyalizm sempatisi dışında herhangi bir görüşü dikte etmeyişi de benim için olumlu bir şeydi. Kişilere de çok fazla anlam yüklememişti öyle ki baş karakter olan Etienne bile Lümpenlikten öteye gidemedi.  Bir tek Souvarine karakteri dava adamıydı. Şimdi bu karaktere de girersem yazım uzadıkça uzayacak en iyisi Souvarine'i kalbimde yaşatıp incelemeye burada son vermek. Kitaba tam puan verirdim ama ağrıyan başım, düğümlenen boğazım ve sıkılan kalbim için bir puan kırıyorum. Ha bu arada içimden geldi Etienne, Maheu ve Souvarine bir şarkı armağan etmek istiyorum. youtu.be/VEKnYLHhYVg
Germinal
GerminalEmile Zola · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201910.9k okunma
··
66 views
K. okurunun profil resmi
Rahime Hanım, Emile Zola ile lisede Therese Raquin kitabıyla tanışmıştım. Yazarın anlatış biçimi ve natüralizm zihnime kazınmıştı. Bu inceleme ile bir kez daha okuma isteği duydum. Çok güzel yazmışsınız. Listem o kadar kalabalık ki iyi incelemeler okumaya korkar oldum :))
Rahime okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Kübra Hanım. Şu etkinlikler yüzünden listemiz çok kabarık. Biraz etkinlik detoksu yapsak herşey normale dönecek. :)
4 next answer
Mehmet D. okurunun profil resmi
Rahime Hanım incelemeniz baya detaylı ve güzel olmuş. Bu kitabı okumadan önce okurların naturalizm nedir diye bir gözden geçirmelerinde fayda var. Ben saf bunu yapmadan okudum ve ilk 100 sayfada hayvanları kıskandıracak cinsellik anlatımından kusacak seviyeye geldim. İleriki sayfalarda da bu durum ara ara yaşanmaya devam ediyor. Ben naturalizm için realizmin yatak odasına girmiş hali diyorum. Tabi sadece cinsellik olarak görülmemeli naturalizm. Bunu da belirtmek gerek. Yazarın, olayların canlı tanığı gibi bir his oluşturması da yine naturalizm etkisi diyebiliriz. İnceleme için teşekkürler.
Rahime okurunun profil resmi
Kesinlikle katılıyorum Mehmet Bey, Zaten Emile Zola'nın natüralizmin öncü yazarlarından olduğunu biliyordum ve böyle bir kitapla karşılaşacağımı az çok tahmin ediyordum. Dolayısıyla soğuk duş etkisi yapmadı ben de. Zaten inceleme de değindiğim yazarın her hangi bir görüşü dikte etmeyişi ve karakterlere çok fazla anlam yüklemeden ve taraf tutmadan kararı bize bırakmasıda natüralizmin neticesi. :) Vakit ayırıp okuduğunuz için ve değerli yorumunuz için ben teşekkür ederim.
4 next answer
Bu yorum görüntülenemiyor
Gökhan okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş, elinize sağlık..
Rahime okurunun profil resmi
Sağolun Gökhan Hocam. Kitabı yeni bitirdin sen de eklemek istediğin bir şey varsa ekleyebilirsin. Ya da olmamış dediğin bir şey varsa söyle. Görüşlerin değerli benim için. :)
Saint Simon okurunun profil resmi
Cok güzel bir inceleme olmuş, kaleminize saglik.Bu kitabı hangi yayından okudunuz
Rahime okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Ümit Bey. Can Yayınlarından okudum.
Anıl okurunun profil resmi
İnceleme, bana Gorki'nin yapıtlarını anımsattı. İşçi tayfasının zorluklarını o da çok iyi yansıtır. Veled'i Zina benzetmene kahkaha attım :) Eline sağlık. (Çok yazım yanlışı var tekrardan bi gözden geçirsen fena olmaz.:))
Rahime okurunun profil resmi
On parmak F klavye kullanıcısıyım çok hızlı yazıyorum ve sürat hata yaptırıyor. :) Ama gözden geçiririm tabi. Zaten Gorki'nin Ana kitabı aklımda. Punduna getirdim mi okuyacağım. :) Teşekkürler okuduğun için.
İpek okurunun profil resmi
Yazar madencilerle birlikte yaşamış madene inmiş çalışmış biri o yüzden o kadar gerçekçi. Zaten de gerçek. Kitaptakiler gerçek. İncelemenizden anladığım kadarıyla öfkelenmişsiniz :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.