Gönderi

Neyla
“ HAYATIMIN DÖNÜM NOKTASI O GECE... Babam gündüzleri eskicilik, hamallık yaparken geceleri ağabeyimi de yanına alıp sabahlara kadar diğer mesleklerini icra ederlerdi. Bir gece evimizin önünde bağırışlar ve feryatlar ile uyandık annemle ikimiz. Son duyduğumuz silah sesiydi bakamadık dışarıya, ardından tüm mahallelinin sesi ve polis aracının siren sesinden dışarının bir anda kalabalık olduğunu anlamıştık. Kapımız çalındı annem ve ben kapıyı açtığımızda iki polis memuru karşımızdaydı. - Hanımefendi rahatsız ettik dışarıdaki kalabalıktan gördüğünüz gibi eşiniz sandığımız kişi maalesef öldürülmüş. Bizimle eşinizi teşhis için dışarıya kadar gelir misiniz? Ben ve annem polisler eşliğinde dışarı çıktık ve evet yerdeki ceset babamdı. Annem hiçbir tepki vermedi sadece sanki kurtulmuş olduğuna dair bir ifade vardı yüzünde ki bu sessizliği polis memurunun sesi bozdu - Hanımefendi yerdeki yatan sizin eşiniz mi? - Evet memur bey eşimdir - Peki oğlunuz evde mi? - Hayır gelmedi henüz eve - Tamam teşekkür ederiz. O geceyi karakolda geçiren annem ve ben sabaha kadar sorguya alındık hiç bilmediğimiz konularla ilgili. Zira o gece iki kişi daha öldürülmüştü. Bu olaylarda babamın ve ağabeyimin de içinde olduğundan şüpheleri dolayısıyla bizi bir süre gözaltında tuttular. Yorgunluktan bitmiş bir halde tutulduğumuz hücrede annemin dizine başımı koyup uykuya geçtikten bir süre sonra sert bir sesle uyandım. Elindeki kilitle hücrenin kapısını açan polis memuru : - Evet evinize gidin artık siz suçsuzsunuz Nereye gidecektik mahallede duracak yüzümüz kalmamıştı. Artık herşeyi herkes öğrenmişlerdi. Karakoldan çıktık karanlıkta nereye gideceğimizi bilmeden meçhule doğru annemle yürümeye başladık. Parka geldik gecenin soğuğu nedeniyle dışarıda durulacak gibi değildi. Üstümüzde ne varsa onunla çıktığımızdan soğuğu daha bir hisseder olmuştuk. Annem cebine baktı parasını almıştı yanına yatarken parasını genellikle cebine koyma alışkanlığı için ilk defa ikimizde sevindik. Çevremize baktığımızda gecenin içinde park pek tekin değildi. Kapalı bir ortama gidip sabaha kadar orada kalmalıydık. Küçük bir otele doğru yürümeye başladık yağmurun damlaları yavaş yavaş düşerken otelin önüne gelmiştik. Otel bayanların kalabileceği tarzda bir yer olmayıp üçüncü sınıf bir oteldi. Otel işletmecisi elinde sigara göbekli ve bakımsız bir adamdı ve uyukluyordu. Annem usulca masadaki zile dokununca adam birden silahını bize doğrultarak ayağa kalktı. Annem ve ben geri gidince arkamızdaki duvara çarparak durduk ve şaşkındık korkmuştuk. Adam silahı çekmeceye koyarak pantolonunu çekerek sarhoşvari bir davranışla - Abla ne oluyor böyle gelinir mi? Hayırdır bu saatte iki bayan ne işiniz var sokakta böyle Sözcükler ağzından net çıkmıyor, alkolün etkisiyle hıçkırırken gözlerini dahi açamaz durumda iken bir yandan da tükürükler saçıyor ağzından ve anlamsız mimiklerle ve bakışlarıyla adeta taciz ediyordu. Bir yandan da elinin tersiyle burnundan ve ağzından konuşurken çıkan tükürükleri siliyordu. Annem ve ben birbirimize baktık adama baktık etrafa baktık ama başka çaremiz yoktu bu gece burada kalacaktık. Yerde gördüğümüz hamamböcekleri ve fare bile o geceyi orda geçirmekten bizi alıkoyamadı. Adama parayı ödedik ve annemle kırık dökük ve gıcırdayan tahta merdivenlerden üst kata çıktık. Otelin içini havasızlıktan pis bir koku kaplamıştı. Ayrıca temiz olmaması nedeniyle de yaşanacak yer olmadığını bağırıyordu adeta. Hiç mi temizlenmezdi ya da denetlenmezdi burası ? Odaya girdiğimizde pencerelerin kırık, perdelerinin de perde olmaktan çıktığını ve kapının da tam kapanmadığını bozuk olduğunu gördük. Kapının arkasına ayağı kırık sehpayı dayasak da nafile idi. Yerde tek yatak vardı çarşafsız yastık yoktu duvarlarda çeşitli resimler vardı. Tek kelimeyle çok ucuz bir yerdi burası. Ama çare yoktu bu geceyi burada geçirecektik. Sokak lambası olmadığı için dışarısı karanlıktı yağmurun sesi ve damlaları odanın içine giriyordu kırık camlardan. Annemle yatağa yatmadık kapanmayan kapıya sırtımızı verip sözde koruyorduk kendimizi birbirimize sarılarak uyumadan öylece sabahın olmasını bekledik. Sokaktan köpek havlamaları ve zaman zaman geçen polis arabasının lambası caddeyi ve odamızı kısa süreli aydınlatıyordu. Otelin içerisi sessizdi merdivenlerden inen çıkan vardı lakin sessizdi konuşmalar yoktu. Sabahın ilk ışıklarıyla hemen kalktık ve o izbe yerden kaçar gibi merdivenlerden indik. Adam yine uyukluyordu biz çıkarken sadece yine ağzından çıkan kelimeler anlaşılmaz halde idi;
Sayfa 4 - Artı Farma yayınlarıKitabı okudu
··
22 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.