“Bir kara haber de verdi
bu akşam radyo:
Irene Joliot Curie ölmüş.
Daha gençti.
Yıllar var
bir kitap okudumdu
ölenin anası üstüne yazılmış.
Bir yerinde iki kız çocuğundan
bahseder,
-satırlar gözümün önüne geldi-
sarışın iki Yunan heykeli gibi, der.
İşte bu çocuklardan biri öldü.
(…)
Bu ölüm bana çok dokundu.
Irene Joliot Curie için
ağladım bu akşam.
Ne tuhaf.
Irene, deselerdi, Irene,
öldüğün zaman,
deselerdi.
İstanbullu bir kadın,
hem de hiç tanımadığın,
ağlayacak arkandan,
deselerdi,
şaşardı…”