Gönderi

84 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 3 days
Jean Echenoz'un trajik, sürekli giden, yolu top mermileriyle, hayalet uzuvlarla, savaşlarda kötürüm kalmakla, hayata kendini yenilerek bırakmakla ya da yoksullukla, bazen köprülerle, kimi zaman denizaltılarla bile kesişen karakterlerinin arasında trajediden en uzak, en iyimser, en sevilesi karakteri Emil Zatopek dünyanın en büyük koşucularından birisi olarak Echenoz'un kendine has dünyasında bize tebessüm ediyor naifliği ve insancıllığıyla; çünkü Zatopek ülkesinde olup biten bütün kötülüklere rağmen kendisinden vazgeçmeden ve sporunun- koşunun, koşmanın- şöhrete ve hırsa bağlı olarak dayatabileceği bütün egolardan uzak bir yerde, diğer Echenoz karakterleri gibi, ama trajik olmayan bir yere doğru gitmeye, koşmaya devam ediyor. Önce Almanya ve romanın sonlarında Sovyetler tarafından işgal edilen Çekoslovakya, yani günümüzdeki adıyla Çekya, Echenoz'un esas trajik karakteri. Burası gidemeyen, koşamayan bir ülke. Başaramayan bir ülke. Buna rağmen senelerce, ısrarla naifliğini koruyarak koşan, giden, başaran; trajedisine rağmen tebessüm edebilen Emil Zatopek ülkesinin dirliğine giden yolu da işaret ediyor gibi. Resimlerine bakınca bu gülümseyen insanın iyi birisi olmaktan, sabretmekten başka bir çaresi olmadığını ya da kendi trajedisinin de bu olduğunu düşünmeden edemiyoruz...bu baskı, bu yoğun gayrete, zorlanmaya başka türlü dayanamazdı belki de Zatopek... iktidarın ona yaptıklarını başka türlü göğüsleyemezdi. Bütün yarışlarda yaptığı gibi önce yenilmeye ve mağlup edilmeye müsamaha ediyor ve ardından son düzlükte hepsini geçebiliyordu. Jean Echenoz neden bize Emil Zatopek, Ravel gibi karakterleri anlatıyor? Tesla'yı anlattığı "Şimşekler" adlı romanını da çok merak ediyorum. Ravel'in karakterinin nihayetini düşündüğümde yazarın Zatopek'i, Ravel ve olasılıkla Tesla'yı başarmak, uç örnekler ve isimler olmak ve trajik hayatlar sürmüş olmak sebebiyle özellikle seçmiş olabileceğini düşünüyorum. Acaba öyle mi? Anlatması keyifli olduğu için anlatıyor olamaz mı sadece? Bilmiyorum. Ama Echenoz bu romanında da okuduğum bütün kitaplarında olduğu gibi çok iyi bir anlatıcı, üslûbunu bozmadan, niteliğini zedelemeden hikâyesini önümüze koyan çok iyi bir hikâyeci olduğunu bir kez daha gösteriyor: bütün kitaplarında çok büyük oranda şimdiki zaman cümleleriyle olup biteni şu âna taşıdığı gibi; uzun ve akan, söylemesi kesilmeyen ve yalın kelimelerle taşıdığı dili kesinlikle dikkat çekiyor. Yazar biyografik bilgileri çok güzel hikâyeleştiriyor, her kitabında karşımıza çıkan sen, siz, biz, o bakış açıları çok sık olmadan, dozunu çok güzel ayarlayarak kullanıyor ve bu bakış açısı tekniği Koşmak kitabında yok denecek kadar az. Ayrıca yazarın bir diğer özelliği de diyalogları mümkün olan en az oranda kullanması; Echenoz özellikle anlatıcıya ağırlık veriyor. Bu anlatıcı her ne kadar bazen kendisinden biz, bazen siz, bazen sen, bazen o olarak söz etse de aslında her kitapta hiç bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde yazarın kendisi. Bu kadar kendisi olabilen bir anlatıcı var mı bilmiyorum. Bakış açıları oyunları vb tekniklere rağmen Echenoz'un kalemi çok kendine has ve okuduğum kitapları düşünürsem her birisinde bu kalem hiç renk değiştirmeden, farklılaşmadan kendisi olarak var olmaya devam ediyor. Çok iyi bir anlatıcı Echenoz. Bu yüzden gerçekten okunmayı hak ediyor. Kendi adıma Faruk Duman'dan sonra kendimce keşfedebildiğime en memnun olduğum yazar diyebilirim Jean Echenoz için. Umarım okumayı düşünenler olur, deneyenler olur. *** Ólafur Arnalds - Particles (ft. Nanna Bryndís Hilmarsdóttir) youtube.com/watch?v=wEj7xYy...
Koşmak
KoşmakJean Echenoz · Helikopter Yayınları · 2012135 okunma
·
133 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.