Gönderi

56 syf.
7/10 puan verdi
Çöküşün hikayesi varlığın, servetin, ünün, soyluluğun içerisinde var olamayan bütün insanların hikayesidir. Fransız soylusu Bayan de Prie kendisini ve hayatı sevmesinin ön koşulu olan çevresindekilerin ilgi sarhoşluğuyla yaşarken saray hayatından koparılıp sürgün günlerine mahkum edilir. Sürgün günlerinde gitgide azalan yaşam enerjisi, ihtişamlı geçmişine özlemi, geleceğe olan umutsuzluğuna dair detaylı ruh tahlilleri okurken beni sıkmadı ancak bu soylu hanıma acıma hissi de oluşmadı. Kibrinin olanca büyüklüğüyle çaresizlik içerisinde saraydan gelecek haberleri beklerken zerre umudunun bile kalmadığını öğrendiğinde yaşarken kaybettiği ününü ihtişamlı bir son ile unutulmaz hale getirmek ister. İnsanların kalbinde yer edilemeyenler, akıllarında nasıl yaşatılır? Son anında yüzüne yerleştirmeye çalıştığı nafile gülümseme ise çöküşünün tezahürü haline gelir. Yalnızlığı gerçekten benimsemiş olanlar, nedense hep güçlü olduğunu düşündüğüm insanlardır. Belki de bu yüzden güç arzusuyla tutuşan zayıflar, yalnızlıkta boğulurken daha fazla acı çekiyordur. Kitap çok ince olduğu için otobüste bile rahatlıkla okunabilen türdendir. Bir de Stefan Zweig bir kere başladığınız takdirde tüm kitaplarını sorgulamadan okuyabileceğiniz ender yazarlardandır.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202176,7bin okunma
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.