Çok şerefli Kültür Bakanlığı'nca karşılanan
konserimizdeki ufak kesinti için herkesten özür dileriz.
İzin verirseniz,
sizlere küçük bir hikâyem var.
geçen gün bu sahneyi ele geçirip,sesimizi duyurmaya karar verdik!
O yüzden...
Bir!
İki!
Üç!
Dört!
Bunu yaptık, çünkü bıktırdılar bizi.
Evet!
Yorulduk!
Tükendik!
Ümidimizi yitirdik!
Oyunculara bakacağım.
Çünkü, günümüzde tiyatro ve sanat
gerçekten kokuşmuş bir halde!
Leş kokan genel kurul odaları,
devlet memurları,
ticaret,reklamcılık, tekdüzelik,
rahatına düşkünlük,
boş zaman, can sıkıntısı,
bürokrasi ve yalan-dolan!
Bir tek sanat yok!
Zavallı sanatım!
Sanat artık yok!
Artık sadece,
sanat ticareti,sanat borsası ya da sanatı teşvik
ticareti olacak!
Bir başka banka hesabı daha,
sayıları toplama sanatı.
Ama biz buna alet olmayacağız!
Çünkü bizler...özgürüz!
Bizler, sanatın kalpleri
değiştirebileceğine inanıyoruz...
Ve onlara güç verebileceğine...
Sanat, insanlara yaşadıklarını
hissettirebilir.
Sanat,erkek ve kadının ruhuna erişebilir.
Sanat, topluma şuur getirir.
Bizleri daha iyi birer birey yapar.
Sanat, evrensel olabilir.
Sınırsız,her türlü dinden,
ve ırktan bağımsız.
Sanat, bir silah olabilir.
Ama bir dekor asla! Gerçek bir silah!
Silah sesi duyulmalı! Hedef vurulmalı!
Noviembre / Kasım 2003
Dünya tiyatro gününüz kutlu olsun.
youtu.be/afJuwtX6nz0