İnsanı sıkmayan, akıcı, bir solukta okunabilecek bir kitap. Okurken; Raif Efendi ile Maria'nın beraber yürüdüğü yollar, gittikleri park, etraftaki ağaçlar, Atlantik'in ışıklı tabelası ve önünde duran görevli.. Kitabı, bütün bunları tahayyül ederek okudum. Raif Efendi'nin naif karakteri, bir resimle başlayan aşkı. Maria Puder'in; '' artık bir ümidim yok, bu sondu. '' dese de, aslında gerçekten sevildiğini anlaması. Genel olarak konusu bir aşk hikayesi olan bir kitap. Fakat benim dikkatimi çeken başka bir şey vardı; Yıllarca insanlardan kaçan, insanların kendisini anlamalarına imkan olmadığını düşünen ve kendisini onlara anlatmak için izaat vermeye mecbur görmeyen Raif Efendi'nin Rasim'e; '' seninle hiç şöyle uzun boylu konuşamadık evladım... yazık!" demesiydi.