Gönderi

112 syf.
7/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Bu kitap beni beklediğim şekilde etkilemedi. Ne bekliyordum ki diye düşündüğümde aklıma bir şey gelmiyor. Ama hissediyorum, düşüncelerim su topladı. Kitap.. bu kitap benim ne kadar duyarsız kaldığımı gösteriyor. Kitaba verdiğim tepki aşırı değildi, şiddet yoktu, sadece öfkelendim. Halbuki böylesine bir kitabın beni şiddet ve acı içinde bırakmasını beklerdim. Öfkemin sebebi ise kitabın her şeyi bu kadar net göstermesinden belki de, ya da günümüzde bile halen bu izlerin varlığı öfkelendirdi beni. Kitaba karşı hissettiğim duyarsızlığın ardında zihniyet benzerliği olduğunu düşünüyorum. Çünkü kitaptaki çoğu şey bana anormal gelmedi. Bu, belki Türk toplumuyla Mısır toplumunun kadına benzer şekilde bakmalarından dolayı ,belki toplumumuzda giderek artan kadına şiddet,tecavüz vb. olaylara karşın dahi halen sessiz kalan, iyi hal indirimi, tahrik indirimi gibi şeylerle suçun meşrulaştırılıyor olmasından, belki de kapitalist düzen içinde sektörlerin gerek moda, gerek medyada kadını her türlü metalaştırıp , köle gibi, kadını ticari bir şey olarak göstermelerinden dolayı.. İşte tüm bu nedenler bende öylesine bi' algı düzeyi oluşturmuş ki ben bu kitaptan çok da etkilenemedim. Sadece karıştım ama en çok öfkelendim! Kitap Mısırlı psikiyatrist Neval El Seddavi'nin ceza evindeki kadınlarla ilgili bir araştırma yapmak istemesi üzerine Kanatır Cezaevi'ne gitmesi, orada Firdevs'i görüp ona ulaşması ve onun hikayesini dinlemesiyle başlıyor. Firdevs kim? Firdevs Mısırlı geleneksel bir ailenin kız çocuğu. O bir çocuk ama küçüklüğünden beri kadın; çünkü onun toplumu bir insana insan olduğu için değil ,kadın ya da erkek olduğu üzerinden davranan, bakan bir toplum. Firdevs'se bize hayatının isyanını anlatıyor bize öyküde. İsyan mı bu peki ya da ne çeşit bir isyan, insan okurken ruhunu tırmıklıyor çokça. Aynı horgörüler, benzer korkular hala bu ülkede de yaşanmıyor mu? Dünyada hala kadınlar ikinci planda görülmüyor mu? Bedenine göre yargılanan, saçlarına göre dikkate alınan bi' düzen yok mu sanki hala? Elbette var ve zihniyet değişimi zor bir şey. Var olagelmesi korkutucu fakat esas korkutucu olan devam ediyor olması. Farklılıkların, özgürlüğün ve eşitliğin önemi nutukla mı gerçekleşecek peki.. bence hayır. İnsan empati kurmalı, biraz daha empati karşındakini daha fazla anlamana yardımcı oluyor çünkü. Tüm yaşayan varlıkların yerine koy kendini. Hayatına baban, amcan, kocan tarafından yön verilse sadece, tıpkı bir köle gibi çalıştırılsan ve iğrenç, acımasız bi' insanla yaşamaktansa fahişe olacak kadar umutsuz kaldığını düşün hayatta. Evliliğin, birisinin karısı olmak fikrinin seni böylesine bi' noktaya götürecek kadar nefret ettiren, hayata küstüren bi' noktaya gittiğini düşün. Diploman olduğu, onurluca çalışmak istediğin halde her şekilde cinsiyetinle değerlendirildiğini düşün. Her koşulda, her adımında bedeninle, kadın olmanla değerlendirildiğini, buna bağlı olarak yapılan bütün haksızlıkların meşru sayıldığı bi' ülke düşün. Böylesine ''boğucu'' ortamda yine de cesur kalmaya, hayatta kendin için, özgürlüğün için bir şans aradığını düşün. Firdevs hayatını kazımış bi' kadın. Ona yaşatılan tüm iğrençliklere rağmen hayatının en uç noktasına kadar başı dik, gururla yürüyüp, dünyayı düzeni sorgulayıp, sürekli kazıyan bi' kadın. Neyi kazıdı peki? Kimliğini kazıdı; kadın oluşunun tüm karakterinin, ruhunun önüne geçtiğini onu bir esir, köle haline getirdiğini düşündü. İş hayatını kazıdı, kadınl işte de köleydi; her zaman erkelerin gerisinde bilinçli bi' şekilde bırakılıyordu, ilerlemesi tamamen onlarına ''zevk''lerine bağlıydı. Aileyi kazıdı. Anne kim, baba kim? Kız çocukları sadece tüm günlük işleri yapmak ve evlendirilirken tıpkı bi' hayvan satar gibi üzerinden başlık parası alınacak bir mal mıydı? Firdevs için tüm kazıyışların amacı gerçeğe ulaşmaktı,gerçek ne ve neden gerçeği yaşamıyor hayatta, neden herkes yalancı, beden üzerinden oynanan oyun gerçekten bu kadar önemli mi ruhtan, kimlikten ve insanlıktan? Firdevs bunu anlamak için, gerçeğe ulaşmaya çalışıyordu. Burada Firdevs'i duymalıyız: ''Şimdi de gerçeği hiç zorluk çekmeden anlatıyorum. Çünkü gerçek kolay ve yalındır. Bu yalınlığın içinde de vahşi bir güç yatar. Yaşamın vahşi, ilkel gerçeklerine ancak yıllar süren bir savaşımın sonunda varabildim. Çünkü insanlar yaşamın gerçeklerine bir kaç yıl içinde varamazlar pek. Gerçeğe ulaşmak artık ölümden korkmamak demektir. Her ikisiyle de yüz yüze gelmek büyük bir cesaret gerketirdiğinden, ölümle gerçek birbirine benzer. Gerçekler de insanı öldürdüğü için, ölüm gibidir. Ben bir insanı öldürdüğüm zaman, onu gerçekle öldürdüm.'' * Firdevs gerçeği bulduğunda tüm düzenbazlara, hayatındaki/hayatında olmayan tüm yalancı erkeklere gerçeği cesurca haykırdı. Kim bilir gerçekten de onun tüm bu çabasından, gerçekleri yüzlerine vurmalarından korktukları için idam ettirdiler belki de... ''Bu yüzden korkuyorlar; beni yok etmek için bu yüzden acele ediyorlar. Bıçaktan korkmazlar. Onları korkutan gerçeğimdir. Bu korkutucu gerçek gerçek bana büyük bir güç veriyor. Beni ölümden, yaşamdan, açlıktan, çıplaklıktan ya da yılgınlıktan koruyor. Beni hükümdarlarla polisin zalimliğinden koruyan da bu korkutucu gerçektir.'' * *sayfa105
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi · Metis Yayınları · 201613,7bin okunma
··
30 görüntüleme
Alakan okurunun profil resmi
Bu kitap kimi nasıl etkileyip 8 puan aldı şaşarım zaten
meltem şen okurunun profil resmi
Neden öyle dediniz ki, etkilenen insanlar gayet de olabilir.
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.