Gönderi

472 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 days
H: Ben bir bilinç miyim? ‘’Bilince sahip olan öznelerdir, şeyler onlara göre şu ya da bu şekilde olabilir; bir-şey-olmak-denilen-şey olabilmiş varlıklardır. Buradaki olmak, hiçbir şekilde bir tuğla, bir hesap makinesi, ya da bir elma olmak denilen şey değildir. Bu şeylerin de içi vardır ama gerçek bir içleri -iç dünyaları, bir bakış açıları- yoktur.’’ ... ‘’Niçin bir ayna sağı sol gösterir ama altı üst göstermez? Dünyanın düz olduğuna olduğuna inanmak nasıl bir şeydir? Otuz sekiz yaşında olmak nasıl bir şeydir? Bugün Detroit' te olmak nasıl bir şeydir? McDonald's'da çalışmak nasıl bir şeydir? Sizden akıl almaz bir şekilde daha zeki olmak nasıl bir şeydir? Ya da akıl almaz bir biçimde daha az zeki? Sopayla vurulan bir arı olmak nasıl bir şeydir? Kahveden (ya da çok sevdiğiniz bir lezzetten) nefret etmek nasıl bir şeydir? Kişinin anadilini duyup hiçbir şey anlamaması nasıl bir şeydir? Karşı cinsten biri olmak nasıl bir şeydir? Chopin' in erkek kardeşi (kardeşi yoktu) olmak nasıl bir şey olurdu? Aynadaki imgeniz olmak nasıl bir şey olurdu? ( Journey to the Far Side of the Sun adlı filmi izleyin. Yönetmen: Robert Parrish 1969) imdb.com/title/tt0064519...) Bir molekül olmak nasıl bir şeydir? Bir molekül kümesi? Bir mikrop? Bir karınca? Bir karınca kolonisi? Bir arı kovanı? Çin? Amerika Birleşik Devletleri? Washington? Bir konserdeki seyirciler? Bir basketbol takımı? İki başlı bir inek? Siyam ikizleri? Beyni bölünmüş bir kişi? Beyni bölünmüş bir kişinin yarısı? Giyotinde idam edilmiş birinin kafası? Bedeni? Picasso' nun görsel korteksi? Bir farenin zevk merkezi? Bir arının gözü? Picasso' nun retina hücresi? Picasso' nun bir DNA molekülü? Çalışan bir yapay zeka programı olmak nasıl bir şeydir? Bilgisayarda bir işletim sistemi? sistem ‘’çöktüğü’’ anda çalışan bir sistem olmak? Genel anestezi altında olmak nasıl bir şeydir? Elektrik akımıyla idam edilmek? Artık hiçbir öznenin (‘’Ben’’ , ego, benlik) var olmadığı satori-benzeri bir duruma ulaşmış bir Zen ustası olmak? Bir çakıl taşı olmak nasıl bir şeydir? Bir rüzgar gülü? Bir insan bedeni? Cebelitarık Kayası? Andromeda takımyıldızı? Tanrı? X olmak nasıl bir şeydir?’’ ... Bir Felsefe profesörü (Daniel C. Dennett) ve bir Bilişsel Bilim ve Bilgisayar Bilimi profesörü (Douglas Hofstadter) bir kitap yazsalar bu kitap nasıl bir kitap olurdu? Giriş bölümünde, bir düşünsel deneyde Mars' a giden yolcu, ışınlanma makinesiyle dünya geri döner ve kendi kendine 'Ya hala Mars'ta isem..Peki buradaysam oradaki kim?' diye kendini bir açmazda bulur ve öznenin düşünsel yolculuğu kitabın giriş kısmında okuyucuyu ileride karşılaşacağı yolculuğa (zihinsel) hazırlar; I. kısımda 'Benlik Duygusu' na geçiş yapar, çeşitli yazarlardan derleme hikaye-öykü-deneme alıntıları araya serpiştirir ve 'Düşünceler' kısmında bunu irdeler; II. Kısıma 'Ruhu Araştırmak' adlı bir başlık koyar, bilgi işlem makineleri ve zeka, Turing Testi: Bir Kahve Sohbeti (Fizik öğrencisi, Biyoloji öğrencisi ve Felsefe öğrencisi) nde düzeyi yüksek konuşmaları okuyucuya aktarır; III. Kısım 'Donanımdan Yazılıma' da, Ruh ilk kısım olur sonra söz Richard Dawkins' in 'Bencil Genler Ve Bencil Memler' yazısına bırakılır, hemen ardından satırlar bir TOSBAĞA, bir YENGEÇ, bir KARINCAYİYEN ve AKHILLEUS' ın sohbetine bırakılırdı. Sohbet, Pierre de Fermat' ın kötü şöhretli son teoremi ile başlardı... IV Kısım 'Program Olarak Zihin' in açılış konusu ''Where Am I?' adlı sorusu ile başlar, soru 2. konuda 'Ben Neredeydim?' adlı öyküyle devam eder, ardından 'Reddedilmenin Ötesi' ile öykü vurucu bir bağlantı ile anlaşılır hale getirilirdi. 'Evrenin Bilmecesi ve Çözümü' başlıklı ilginç ama saçma bir fikir üzerine kurulmuş öykü ile başlar ve bu öykünün 'düşünceler' kısmında; ‘’Bir kurşunkalem kendi üzerine yazamaz; bir sinek raketi sapına konmuş bir sineği öldüremez; bir yılan kendisini yiyemez vs. İnsanlar kendi yüzlerini imgeleri yansıtan dışsal gereçler olmadan göremezler ve bir imge asla orijinali ile aynı değildir. Kendimizi nesnel olarak görmeye ve anlamaya yaklaşıyoruz ama, hepimizin içinde kendine özgü bir görüş açısı olan güçlü bir sistem vardır ve bu güç aynı zamanda kısıtlılığın garantisidir. Belki de bu savunmasızlık -kendimize attığımız bu kanca- yok edilemeyen 'Ben' duygusunun kaynağıdır.’’ diye yazan son derece anlamlı bir paragraf olurdu. Çok renkli bir mantıkçı ve sihirbaz ayrıca kendine özgü bir biçimde Tao' cu olan Raymond M. Smullyan 'ın, 'The Tao is Silent' kitabından 'Tanrı ve Ölümlü' nün yaptığı son derece canlı ve esprili aynı derecede keyifli ve içgörülü sohbet, okuyucuyu yer yer güldüren ama çokça düşündüren sayfalar arasında kendine enfes bir yer edinirdi. Ardından Borges' in 'Dairesel Harabeler' başlıklı kısa öyküsü okuyucunun zihnini 'Vay!'... 'Nee?' gibi dürtülerle yerden yukarı fırlatır; VI. Kısma gelindiğinde okur 'İç Göz' başlığıyla karşılaşır ve 'Yarasa Olmak Nasıl Bir Şeydir?', 'Bir Epistemolojik Karabasan' a maruz bırakılır ve 'Einstein'ın Beyniyle Sohbet' ile zihinlere akıl almaz köşe kapmaca oynatılırdı..’’ Dennett ve Hofstadter, bir kitap yazsaydı konuları yukarıdaki gibi, sayfa sayısı 471 ve kitabın adı ‘’Aklın G'özü' olurdu. Okuyanlar da hayli ufuk açıcı bulurdu..
Aklın G'özü
Aklın G'özüDaniel C. Dennett · Boğaziçi Üniversitesi Yayınları · 201484 okunma
··
466 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.