Gönderi

Kelimeler
Kelimelerle aram iyi oldu hep, parmaklarımı kullanırken tabii. Öyle geçip de bir insanın karşısına gözlerine bakarak konuşamadım hiç, seviyorum, sevmiyorum söyleyemedim. İçim sıkıldı yazdım, sevindim yazdım, üzüldüm, ağladım, kızdım, güldüm ama hep yazdım. Suya anlatır gibi dokundum tuşlara. Hiç gocunmayacağım ben defter kalem insanı da değilim. Yazımın çirkinliğine üzülür akıtamam kendimi kalemin ucuna ya da dağılır dikkatim. Ne zaman konuşacak insan bulamasam, mahlasların arkasına sığınıp yazdım. Küçüktüm, insanlara dokunduğumu keşfettim. Bu mahlasların arkasına sığındığımdan ve küçük yaşımdan faydalanıp yazılarımı üstlerine alınanlar oldu. Ses etmedim, çünkü içimde sürüsüyle kelime vardı. Yazdıkça geliyordu sanki, durmadan, sebepsiz hüznümle kavrula kavrula dökülüyordu kelimeler parmaklarımdan. Sonra bir ara mutlu oldum, bu üç yıl kadar önceye denk gelir hayatımda. Sonunda karşıma geçen kimseyi umursamadan yanımda duran, beni anladığını düşündüğüm ve aynı zevkleri paylaştığım birini buldum. O kadar güldüm ki, unuttum benimle oynamak istemeyen çocukları. İyi niyetimi suistimal edenleri unuttum, beni ağlatanları, istemeden ağlattıklarımı, nasıl yalnız olduğumu, nasıl içime içime konuştuğumu. Ve yazmayı, yazmayı tetikleyen şey yalnızlık, mutluluk ne yazılmak ister, ne ölümsüz olmak, mutlu bir anda kalamazsınız, geçip gitmek için çabalar da durur hırçın bir at gibi. Oysa düşünürüm ağladığım geceler ne uzun, ne kasvetli. Yaşamımın bitsin dediğim anları ne geçmek bilmez. Sonra bir yol buldum, mutluluğuma üzülmeyi. Mutluluğuma üzülüp kelimelere dönebildim yeniden. Küçük mutsuzluklar yarattım kendime daimi arkadaşımla yeniden kavuşabilmek için. Küflü sandıklardan çıkarıp çıkarıp önüme koyduğum anılarla besledim onu. Beni üzenleri, beni insan yerine koymayanları, önemsemeyenleri, sevmediğini söyleme cesareti bulamayanları. Hepsini bir bir dizdim önüme ve onları yazdım. Yazdıkça hafifledi sızıları bende, yazdıkça silinir oldu silüetleri. Belki de benim hafızam zayıfladı kim bilir. Unutmaktan korktuğum tek şey kelimeler ve kelimelerime dönebilmek için küçük küçük biriktirdiğim mutsuzluklarım şimdi. 01112017/T
Meltek
Meltek
'ye ithafen. :)
··
5 görüntüleme
Ramazan Kudat okurunun profil resmi
Ben de etkimi söze gelince yazdığım gibi ifade edemiyor yazım çirkin diye de genelde hep telefona yazıyorum. Biriyle sohbete girince demek istediğim en uygun şeyler aklıma hep on bin yıl sonra geliyor. Hayata orada da bir geç kalmışlık hissiyle devam ediyorum. Bazen yazsan ne olur yazmasan ne olur diyorum? Yazsam da şu yaşıma kadar hiç denecek kadar paylaştım. O yüzden yine benim acımdı bana yük olan. Şimdi şu kısa zaman da paylaşmam yüzünden görüyorum ki yazdıklarımda bir kavga var biri hala eski karanlığında boğulmak istiyor biri inadına güneşi kovalıyor. Yine de korkum var bazı şeyleri paylaşmaya. Çünkü insanlar her gerçeğe hazır değiller. İyilikle yazılan bir çok şeyin bir çok kötülüğe sebep olduğunu gördüm. Dolaylı yoldan birinin canını yakmaktan o derece korkuyorum ki hala paylaşabildiğim yazılar aklımdakinin onda biri kadar. En sonunda hepsi kafamın içinde benle ölecek sanırım. Neysem efenim insana bu sorguları yaptıran bu yazı için teşekkür ederim ^_^
Tubew okurunun profil resmi
Her şeyi paylaşan biri olarak terse yaşadım ben evrimimi senin aksine. Şiirlere şiirlerle cevap verirken görüyorum gizli kalanları bazen ben hoşuma gitmiyor da değil, mahrum kalmamalı insanlar o gizlerden bana sorarsan, bırak anlayan yanlış anlasın, seninle aynı bakacak biri mutlaka çıkacaktır, anlaşılmış olmanın keyfini tatmak gibisi yok sanırım şu dünyada. Sussan da yanıyor bazen canlar, seninki misal, konuşmakla aşınmaz bence yaralar, üstünden zaman geçmişse. Geçen gün bir sahil yürüyüşü yaptım, aklımda yazdım durdum belki oturursa kafamda yeniden yazarım, eve döndüğümde unuttum gitti. Yazmak biraz da bu yüzden gerekli, unutmamak için. Unutmak korkusunu çok yaşıyorum birkaç senedir, sıkı sarıldıysam biraz da bundan, dönüp hatırlayabilmek için. Kendime döndüm yine demem o ki yaz, biz de kendimizden parçalar bulalım, sen de.:)
Meltek okurunun profil resmi
Yahu Tuba ne güzel olmuş yine, nasıl iyi geldin bir bilsen. İnsan bazen kelimeleri özler, bazen de belli bir kalemden çıkan kelimeleri. Sarılmak da mümkündür kelimeler ile. Üstelik insan sevildiğini en iyi sarılınca anlarmış. Ne ilginç. Gerçekten kelimelerinle sarılabildiğin, dokunabildiğin birileri var sevgili Tuba burda. Kelimelerin hiç bitmesin, içinde bekleyen o sürüsüyle kelimeden mahrum etme bizi. İyi geliyorsun kalplere, bunu bil.
Tubew okurunun profil resmi
Mutlu şeyler de yazabilsem de çok daha iyi gelebilsem keşke, o kadar mutlu oluyorum ki böyle yorumlar yazdığınızda. Benim de o neredeyse unutuldu unutulacak kelimelerime sarılmama vesile oluyorsunuz. Beni böyle alıştırmayın ama yine de. :) Sarılıp ruhumuzu doyuran kelimeler de, insanlar da hiç eksilmesin hayatımızdan dilerim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.