Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

200 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kadın Budalası, Dostoyevski'nin okuduğum ikinci kitabı. Bordo Siyah yayınlarından Osman Çakmakçı çevirisi ile okudum. Kitabın, kullanılan diğer bir adı da Ebedi Koca. Kitabı okuduktan sonra, bu iki isimden Ebedi Koca kitaba daha uygun gibi geldi bana. Hayatını karısına adayan, onun mutluluğunu kendi mutluluğundan önde tutan, ezelden ebede, ideal koca olmak için gelmiş bir koca modeli var çünkü kitapta. Aslında böyle adamlara kadın budalası da deniliyordur belki ama bu anlam daha çok, bir kadına değil de bir çok kadına kendini adamış anlamı çıkartıyor. Ama Ebedi Koca denilince tek bir kadına, sadece karısına adanan bir hayattan söz edebiliriz. Okuduğum ikinci Dostoyevski kitabı demiştim. İlki, İnsancıklar'dı ve bu kitabı okuduktan sonra herhangi bir inceleme yazmadım. Çünkü, Dostoyevski yazdıkları üzerine bir şeyler yazmak için, okurlarına çok fazla done vermiyor bana göre. Nitekim bu kitabı da öyle benim için. Ne yazarlığına bir şey diyebiliyorum ne de yazdıklarına. Yazarlığına bir şey diyemiyorum çünkü, tam benim istediğim gibi yazmış. Olayları sere serpe önümüze koymuş ve değerlendirmeyi bize bırakmış. Kitabın herhangi bir yerinde kendi düşüncelerini bize idealize etmeye çalışmamış. İyi-kötü, doğru-yanlış, kavramlarını, yaşananlar doğrultusunda, okuyanlar kendi değer süzgeçlerinden geçirerek değerlendirebilir almak istediklerini alabilirler demiş. Yazdıklarının edebi niteliği konusunda da söyleyecek pek bir şey bulamıyorum. Ne methiyeler dizeceğim kadar etkiledi beni, ne de yerebileceğim ufak bir açık verdi. Aslında bunun sebebi Dostoyevski'ye yabancı olmam ve henüz onun kitaplarına inceleme yazabilecek kadar donanıma sahip olmamamdan kaynaklanıyor olabilir. Dostoyevski'yi, bütün Külliyatı'nı okuduktan sonra anca tanırmışım gibi geliyor bana. Yazarı bırakıp kitapla alakalı da bir kaç şey söylesem iyi olacak. Gerçi kitabın içeriği ile ilgili söyleceğim herşey spoiler niteliği taşıyacağından bu konuya çok değinmeden, kitabın ben de uyandırdığı hisleri paylaşsam daha iyi olur. İnsanlar, kendi nefsani duyguları için, bir başka insanı aldatırken kendi aldanmışlıklarının farkına varmıyorlar. Değerler, etik kurallar, ahlaki kavramlar onlar için, o an çokta önemli değil gibi geliyor ama zaman geçtikçe yapılan yanlışın hesabı vicdanımız tarafından önümüze getirildiğinde bunun bedelini ödemek için elimizde, maalesef yapılan yanlışın karşılığı olacak mahiyette bir şey bulunmuyor. Tıpkı geçip giden zamanın bir daha gelmeyeceği gibi bazı hatalarında telafisi yok. Hal böyle olunca kendini arındırmanın türlü yollarını ararsın. Velçaninov’un kızı Lisa'nın varlığının onu arındıracağını, yaptığı şeyin ağırlığından kendisini kurtaracağını düşünmesi gibi. Ama yine de içinde ki, sana güvenen insanı aldatmış olmanın verdiği huzursuzluğu bastırmak mümkün olmaz çünkü cezayı en ağır merci olan vicdanımız kesmiştir . Hele bir de, aldatılan kişi her şeyin farkında olduğu halde ters psikoloji yapıp seni suçlamadan, suçlarını yüzüne vuruyorsa buyurun cenaze namazına. Satır aralarına saklanan bu hisler yanın da Dostoyevski, bize kadın-erkek ilişkilerinde geçmişten günümüze hatta geleceğe var olacak, 'ihanetin' insan üzerinde tesirini bu novellasında anlatıyor. Kitabı okuyacaklara tavsiyem, öyle müthiş bir olay örgüsü ve sansasyonel bir son beklememeleri. Kitabı okurken, değişik bir merak büyüsüne kapılıyor insan ve bu da sıkılmadan sona ulaşmasına yardımcı oluyor ama son tatmin edici bir son değil. Yani aradığın cevaplar kitabın sonunda değil satırların arasında. Aslında bu sebeple ben Dostoyevsk kitaplarını sanat filmlerine benzetiyorum. Tıpkı onlar gibi anlatacağı şeyi gözümüze sokmadan yaşanan olayın fotoğrafını çekerek ve hiç beklemediğin bir an da çat diye bitirerek sonlandırıyor. Sonra biz de eee ne oldu şimdi ne anlattı bu diyoruz ve düşünmeye başlıyoruz. Bu da Dostoyevski farkı galiba. Efendim, bu kitabı etkinlik dolayısıyla okumuş bulunuyorum ve
Quidam
Quidam
Beyefendiye teşekkürlerimi iletiyorum. Sayesinde de zor da olsa Dostoyevski incelemesi yazdım. :) Son olarak, hayatta yapacağımız en büyük hatanın, noktalama hatası olması dileğiyle. Herkese keyifli okumalar.
Kadın Budalası
Kadın BudalasıFyodor Dostoyevski · Bordo Siyah Yayınları · 20102,880 okunma
··
379 görüntüleme
Quidam okurunun profil resmi
Vay canına! Ne incelemeydi be! Okyanus gel-gitleri gibi; bir yükselince boğulmamak için kaçmak ya da sörf tahtası üzerinde olmak gerekiyordu. Kitaptan Dostoyevski'ye, Dostoyevski'den hayata, hayattan size doğru gel-gitler barındıran bir inceleme olmuş. Bu kitabını okumamıştım. Ancak incelemeden dolayı canım çekti. Analiz ve anlamlar konusunda güzel bir inceleme olmuş. Bunun için de ayrıyeten teşekkür ederim. Benzetmelerinizle de Dostoyevski'ye farklı bir bakış açısıyla bakmamı sağladınız. Bunun için de ayrıyeten teşekkür ederim. İnceleme için de teşekkür ederim. Emeğinize ve düşüncelerinize sağlık, Rahime Hanım. :)
Rahime okurunun profil resmi
Rica ederim elimden geldiği kadar bir şeyler yazmaya çalıştım. Kitabın içeriği ile alakalı şeyler çok paylaşamadım okuyunca siz de farklı mânâlar uyandırabilir baştan söyleyeyim. Vakit ayırıp okuduğunuz için ben teşekkür ederim efendim. :)
Mehmet D. okurunun profil resmi
Rahime Hanım son kitaptan sonra yani Karamazovlar'dan sonraki halinizi merak ediyorum. Acaba bunun için ne kadar bekleyeceğiz :)
Rahime okurunun profil resmi
Valla ona daha var biraz. Garip bir adam Dostoyevski çözemedim. Ufak tefek kitaplarıyla ağır ağır gelirsem belki çözerim. :)
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.