Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Memlükler Osmanlı esirlerine oldukça acımasız davranmışlardır. Adana Hisarı'ndan amanla çıkarılan bin beş yüz Osmanlı askeri de dahil olduğu halde esirlerinden kimi Haleb'e, kimi Şam'a, kimi de Kahire'ye götürülmüş ve bu şehirlerde boyunlarına kafir haçı takılarak çeşitli hakaretlerle dolaştırılmıştır. Yürüyemeyip yolda kalanları ise, boynun vurup şehit etmişlerdir.
Sayfa 48
·
1 görüntüleme
Mehmet Fatih Beşir okurunun profil resmi
Ahmet Hoca Osmanlı' nın Memlük' e haksız yürüyüşüyle ilgili de bir şeyler yazmıştır umarım. Ve Memlüklerin uğradığı zulümleri...
Zifiri okurunun profil resmi
Konuyla ilgili çok fazla bilgim yok. Yeni yeni öğreniyorum. İki tarafın da yaptıklarını yorum yapmadan dile getiriyor. Zaten yukarıda paylaştığım yazı da kendi yazısı değil, alıntı yapmış bir yerden. Mesela Memlüklere sığınan Cem Sultan'ın, Osmanlının taleplerini göz ardı ederek salınmasından da bahsediyor, 2. Beyazıt'ın Memlüklerden gelen elçiyi hapse attırmasından da bahsediyor. Hatalarıyla, yanlışlarıyla, sevaplarıyla ikisi de Türk Devleti, ikisi de bizim devletimiz. Birini öne çıkarıp birini ezmek haksızlık olacaktır.
Mehmet Fatih Beşir okurunun profil resmi
Memlüklere karşı Osmanlı pek iyi niyetli sayılmazdı. Memlûk ülkesinde yerleşik abbasi hanedanı müslüman ülkelerde halife olarak kabul görüyordu. Bu otoritenin bir müslüman ülkenin devlet başkanını " sultan " unvanıyla onore etmesi bir nevi meşruiyet fetvası gibiydi. Ama gelin görün ki abbasi hanedanı buna yanaşmamıştı. Arada kalan tampon beyliklerin iki ülkeyle girift ilişkileri bölgeyi bir hakimiyet mücadelesine sürüklemek üzereydi. Yetmezmiş gibi bir de Fatih dönemi Hicaz su yolları meselesi olumsuz neticelenince, Osmanlı tarafında saldırgan duygular şiddetlendi iyice. Fatih, Memlûk ülkesine olası bir saldırı için potansiyel karşıt durumundaki Akkoyunlu ve Karaman devletlerinin üzerine yürüdü; sonrasında yapılacak bir Mısır seferineyse ömrü yetmedi. 2. Beyazıt dönemindeyse durulmak üzere olan sular, Cem Sultan meselesiyle tekrar bulandı. Memlûk tarafında Melik Eşref Kaytbay' ın, Osmanlı tarafındaysa 2. Beyazıt' ın sultan olduğu 1485-91 yılları arasında bir savaşlar dizisi yaşandı. Osmanlı'nın gerek kara gerek de denizde var gücüyle yüklendiği saldırılarda başarı sağlanamadı. Yenilgilerle geçen yılların sonunda imzalanan barış anlaşmasıyla iki taraf da savaş öncesi sınırlarına çekildi. Yapılan alıntı bu savaşlar döneminde gerçekleşen olaylarla ilintili. Sonrasıysa herkesin malumu... Yavuz 1. Selim liderliğindeki Osmanlı, Memlûk ülkesini ele geçirdi. MEB kitaplarında ballandıra ballandıra anlatılan tarihin en büyük kardeş savaşlarından ikisi sonucunda... Bir diğer üçüncüsü Çaldıran Savaşı' na değinmeyeceğim bile... Hayranlıkla okuyup anlattığımız seferlerin gerçek yüzünü gördükten sonra bir de Tomanbay -Teoman Bey' in Memlûk Türk kültüründe söylenişi diyebiliriz- gibi bir kahramanın uğradığı sonu öğrenmek yüreğimizi iyice ezdi. Uzunçarşılı ve Hammer' den detaylı okumalar yapabilirsiniz bu konuda. Bir Müslüman ülkeye saldırmak için entrikalarla alınan fetvalar, savaş sebebi için karşı tarafı bilinçli olarak kışkırtmalar, karşı tarafın beylerini satın alıp rakibi içeriden vurmalar, devrin en gelişmiş silahlarının akıl almaz bir şiddetle kardeşlere karşı kullanılışı, ölümü ateşle kusan toplar karşısında, Ridaniye' nin henüz ilk dakikalarında tepeden tırnağa çelik zırhlı bir süvari fırkasının başında Osmanlı Ordusunun kalbine huruç edip ölümün ağzına giren Memlük Sultanı' yla şecii genarelleri... Kurtbay' ın tarihe not düşen şiirini de okumadan geçmeyin derim; hatta buyrun, alın, bir kısmını burdan okuyun: Sözlerime kulak verin ve iyi dinleyin ki, aramızda kaderine ve kanlı ölüme koşan süvarilerin bulunduğunu sizler de, ötekiler de öğrensin. İçimizden biri bile sizin bütün ordunuzu bile yenebilir. Eğer buna inanmazsanız deneyebilirsiniz ama lütfen adamlarınıza ateşli silahları bırakmalarını söyleyin. Burada değişik ırklardan 20000 kişilik ordunuzla bulunuyorsunuz. Olduğunuz yerde durun ve ordunuz savş düzenine sokun. Yalnız üç kişi size karşı geleceğiz. Bu üç kişinin başaracaklarını gözlerinizle göreceksiniz… Dünyanın dört bir ucundan asker toplamışsınız: Aralarından Hristiyanlar, Yunanlılar ve diğerleri de var ve savaş alanlarında Müslüman ordularıyla karşılaşmayı başaramayan Avrupalı Hristiyanların yaptığı ateşli silahları da getirmişsiniz. Bu tüfeği bir kadın bile ateşlese, büyük bir grup erkeği durdurabilir… Yazıklar olsun size! Müslümanlar’a karşı ateşli silah kullanmaya nasıl cesaret edebiliyorsunuz!”...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.