Selam olsun kitap dostları... :) :)
Vizeleri bitmiş, iyi kötü geçmiş mutlu bir ben varım bugün. Yorgun ama oldukça iyi. :) :)
Günler evvel yazamadığım incelememe başlayayım hazır elim değmişken.
Aziz Nesin... Güzel Adam... Komik ama Gerçeği gösteren Adam...
Okurken öyle buruk güldüm ki, sizlerde okurken eminim aynı hisle okuyacaksınız. "He lan valla öyle, sjsjsjsj ahh ahh" cinsinden. :D
Hem anlıyoruz ki ölünce de rahat yok insanoğluna, hoş diriyken ne kadar ölü değilsek?. Aziz Nesin'in anlattığı da bu.
Kitabı bitirince aklıma bir şiir geldi. Ne hoşuma gider o şiir de :) :) hemen şuraya yazıvereyim, benzer mizahı, anlatmaya çalıştığı.
'Hani kalabalığı pek sevmem de...
Yine de ne hikmetse
Arada bir atasım geliyor ruhumu güruha
Dün müydü neydi
İyilik boşluk hallerinden sıkılıp
Aveme'de iki dolanayım dedim kendi kendime
Yok aman dese de
İnsanın gözü değiveriyor ışıldaklı vitrinlere...
Hmm balıkçılar da gece avında ışıldak kullanırdı değil mi...
Yöntem aynı... Neyse
Bir vitrindeki ayakkabıların - üstü çizikli-
Sözüm ona indirimli fiyatına dikkatle bakınca
Estağfur tövbeleyip
Usulca mırıldanarak bir euzü çektim
Bari inceden söveyim diye...
Ah sindirella ah...
İyi ki de öykülerde yaşıyorsun da fiyatları görmüyorsun...
Bak entari-etek, ayakkabı-potin, don-gömlek...
Alayı kampanyalı...
Yersen... Giyersen... '
-Arifhan Atilla-
İşte böyle canlar pek bir şey diyemedim ama okuyunca kitabı birgün söyleyecek pek de bir şeyin kalmadığını(ben gibi) anlarsınız :) :)
Kitapla kalın hep iyi kalın...