Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

80 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Esasen ne kadar tuhaf bir ülkede yaşadığımın ayırdına varalı çok olmadı. Her şey o kadar hızlı gerçekleşiyor ki durup düşünmeye dahi vakit bulamadığım çok oluyor. Baylar tüm samimiyetimle itiraf etmek zorundayım ki bütün uyuşukluğum, olayların ardına geçip acımasızca ittiren zamanın suçudur. Tuhaf ülkem işte, hangi hassas yerine değinecek olursam olayım biliyorum ki sayfalarca cümle, sayfalarca paragraf o dikkatin tümüyle o yere yoğunlaşmasına yetmeyecek hatta o hassasiyetin sağlanmayacağını da biliyor gibiyim. Bundan yıllar sonrasında bile muzdarip olduğum hadiseler yine yeniden gerçekleşecekmiş gibi geliyor bana. Vatan nedir? Anne nedir? Toprak, asker, kahraman, bayrak…? Bu kelimeler zihnimize düştüğünde muhakkak bir çağrışıma yol açıyordur ama gerçekten dolu mu içleri ya da şöyle mi sormalıyım bilmiyorum içlerindeki var olan anlam bizlere ne ifade ediyor… Benim nazarımda en tehlikeli kelimelerdir bu saydıklarım ve şu an aklıma gelmeyen birtakım kelimeler. Hani denir ya “Anahtar Kelimeler” diye. İşte bu "Anahtar Kelimeler". Anahtar Kelimeler sözcüğünün aklımdaki anlamını sıfırlıyor ve şu vaziyetiyle burada doldurduğum anlamı ile kaydediyorum hafızama. Fark ettiniz mi bilmiyorum ama dikkat buyurmanızı rica edeceğim; bir kelimeye anlam yüklemek ne kadar da kolay değil mi? O kelimelere anlam yükleyip ardından kutsallaştırıp sorgulanamaz hale gelene değin bekleyecek miyiz, sanırım bekleyeceğiz. Belki de Estragon ve Vladimir’in Godot’yu beklediği gibi. Şüpheye düşeceğiz, ne zaman bu kelimelere bu anlamlar yüklendi de biz fark etmedik diye... Şimdi asıl meseleye gelelim, böylesine uzun bir (saydım tam dört paragraf) girizgâhı yalnızca Dostoyevski için yapabilirdim. Usta yazarımız da, dünyanın bekası için bazı anahtar kelimelerin içini çok güzel doldurmuştur. Soyluluk, vicdan, kişilik, ahlak, suç ve bunun gibi bir sürü kelime. Kitap okuyan bir okurun vicdan dendiğinde aklına Raskolnikov, ahlak dendiğinde Alyoşa gelmiyorsa bu kelimelerin içi henüz dolmamış demektir. Sadece kelimeler mi, elbette hayır lakin Psikanaliz alanına öncülük ettiğinden falan da bahsetmek istemiyorum. “Bir Yufka Yürekli” öyküsünde sıradan bir adamın, Dostoyevski etkisiyle, seçkinleşmesine tanıklık ediyoruz. Gogol’un bizi Akakiy’den haberdar ettiği gibi Dostoyevski de Vasya’nın yufka yüreğine odaklıyor bizi. Odaklıyor ama kafada deli sorular… Mutluluk nedir? Her insana mutluluk iyi gelir mi? Öncelikle uyarmak isterim sizi, bu gibi soruları Dostoyevski’nin karakterleri üzerinden yanıtlamak okurunu, büyük bir yanılgıya götürebilir. Çünkü onun karakterleri hayatları boyunca acı, hüzün, çaresizlik gibi hoş olmayan hissiyatlarla boğuştukları için mutluluk anı gelip çattığında delirmeleri pek ala mümkün olur. Bu duruma şaşmamak gerek, ana karakterler naif, namuslu, soylu ve ahlaklı olduğundan yok yere, üstelik mutluluğun gelip çattığı anda işini iyi yapamadığı paranoyasına düşüp onları askere alabileceği korkusuyla var olan düzenlerini de kaybedebilirler. Bu hep olur. (Esaretin Bedeli Red'ten; "Bu hep olur!") Çok kısa iki öykü var zaten kitapta. Şimdi kısa bir kitaba çok uzun bir yazım oluşturarak tezatlık oluşturmakta istemem. İlk öykü yukarıda açık ettiğim gibi “Bir Yufka Yürekli”dir, ikincisi ise Soytarı adlı bir memurun ava giderken avlanmasının anlatıldığı yine gayet okunası ve güzel bir öyküdür. Son olarak; sitede Teşekkürlerin de bir değeri kalmadı gibi geliyor bana. Konumuza istinaden burada Teşekkür kelimesinin içi de farklı dolduruluyor demek istemiyorum ama gidişat o yönde. Bir etkinlik ardından teşekkürler, methiyeler… Yanlış anlaşılmasın karşı değilim lakin bir yerden sonra prosedüre dönmeye başlıyor. Teşekkürün prosedüre dönüşmesini beklemeden samimi içten nice teşekkürlere diyerek Dostoyevski etkinliği sahiplerine şükranlarımı sunuyor, herkese keyifli okumalar diliyorum.
Yufka Yürek
Yufka YürekFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 20114,035 okunma
··
452 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Icetree okurunun profil resmi
Anıl hocam sizin profilinizdeki su söz var ya: "KuruIu düzeni aIt üst ettiğinde, her şey bir anda kaosa sürükIenir. Ben kaosun eIçisiyim. Kaos, adiIdir" Bir insanı bir söz ancak bu kadar iyi tanımlayabilir. :) Şu incelemenin başından sonuna ne demek istediğinizi anlayacak kadar ,sizin bize kendinizi tanıttığınızı düşünüyorum.Belki tek bu yüzden bile teşekkür etmek gerek :) Inceleme için de elinize sağlık. Ben çok beğendim ve doğru buldum.
Anıl okurunun profil resmi
Yağmur Hocam nasıl ilintilendirdiniz öyle.:) Ben teşekkür ediyorum size bu şekilde okuyup üzerine fikir üreterek yorum yapmanız mutlu etti.:)
Necip G. okurunun profil resmi
Senin yazdıklarını okudukça ‘yaklaşıyor yaklaşmakta olan’ diyorum içimden... Kelimeler, cümleler iyice ritim tutmaya başladı:) Söz sanatları, betimlemeler, arka fonda hissedilen postmodern dokunuşlar... Dahası da var aslında... Bakalım sonu nereye varacak:) Yine kendini akıcı bir şekilde okutan bir inceleme. Aralarda birkaç yerde durup küçük molalar verdim ama. Bazı yerlerde sert virajlar var. Ancak bunun senin tarzın olduğunu anladım. Ve alıştım ben:) Bir kez anlayınca, karşı tarafı o haliyle kabul etmek gerek... Emeklerine sağlık... (Teşekkür yok, temenni var:)
Anıl okurunun profil resmi
Necip Hocam ne güzel yorum bu böyle, tespitlerinin sonuna kadar arkasındayım ama senden rica ediyorum eleştirin olursa lütfen sakınma. Bilirim onu dile getiremeyecek kadar naif bir insansın ama eleştirilerinin bana çok faydası olacaktır. Bir şekilde mesaj at, ara konuşalım ama muhakkak dile getiriver. :) Teşekkür ediyorum Necip Hocam, gönlümden kopup gelen bir teşekkür; zahmet edip okuyorsunuz ya bu bana yetiyor da artıyor bile. :)
2 sonraki yanıtı göster
Rahime okurunun profil resmi
Görüşlerimin, senin için bir önemi var mı bilmiyorum ama yine de söyleyeyim. Bundan yıllar sonra, muzdarip olduğun hadiselerle karşılaştığın da, emin ol şimdikinden daha güçlü olmuş olacaksın ve hadiselerle baş etmek daha kolay olacak senin için. Dostoyevski incelemelerini çok iyi yapıyorsun, uzun uzun yazmaktan çekinme. Sıkılmadan okutuyor kendini yazdıkların. Eline sağlık.
Anıl okurunun profil resmi
Önemi olmaz olur mu Rahime teşekkür ederim, dostoyevski yi seviyoruz.:)
Quidam okurunun profil resmi
Bir an kitaptan mı, yoksa kendi gözlemlerinizin oluşturduğu düşüncelerden mi gittiğinizi kestiremedim. Muhtemelen daha önce düşünmüş olduklarınız, Dostoyevski sayesinde tekrardan açığa çıktı ve dallanıp budaklandı. Ortaya çıkan meyveler de güzel ve içi dolu görünüyor. En azından benim ilgimi çektiler. Sartre, bu kelimeler ve onlara yüklenilen anlamlar konusunda çok ince ve derin düşüncelere sahip birisi. Anlattıklarınızdan yola çıkınca, onun kitaplarınızı okumanızı önerebilirim. Bakış açıları konusunda dopdolu. Düşündürücü, keşfettirici ve açıklayıcı bir inceleme olmuş. Özellikle Dostoyevski için söyledikleriniz böyle. İnceleme için teşekkür ederim. Emeğinize sağlık.
Anıl okurunun profil resmi
Bir ara Sartre yi de okumaya girişeceğim ama ne zaman olur bilmiyorum.:) Dostoyevski nin 10. Okudugum kitabi olunca incelemelerim bir şekilde bu dediğiniz vaziyete evrilmeye başladı. Kendini okutturuyorsa ne mutlu. Biz teşekkür ederiz. :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.