Şu son aylarda okumaya başladığım modern klasikler dizisinde 2. okuduğum kitap sineklerin tanrısıydı.ve galiba en çok sevdiğim kitaplardan birisi de bu olacak. Baştan sona kadar ilgiyle ve hevesle okuduğum bir kitap oldu ve zaten okumaya başladıktan sonra 200-300 sayfa sonra kitabın ilk giriş kısmını atlattıktan sonra asıl kısmına geliyorsunuz ve özellikle bu kısımda kafamı bile kaldırmadan sadece kitaba odaklanarak okuduğumu biliyorum.(Tabi cevredekilerden dolayı bu pek mümkün olmuyordu ama ) kitabın hafif ve sade bir dili olduğu için herkesin anlayabileceğini düşünüyorum. Zaten yazar kitabının bazı kısımlarında mercan adası kitabıyla da bağlantılar kuruyor.ve kitaptaki her karakter belli bir grubu temsil etmekte.ve bu karakterler arası çekişmeleri olayları okuyoruz. Böyle dediğime çok fazla bakmayın yani biraz sıkıcı ve yada klişe bir konuyu ifade ediyormuş gibi gelmesin size kitapta gerçekten herşey bambaşka. Ve zaten kitabın sonlarına doğru yaklaştıkça artık durumlar nereye kadar daha gidebilir diye düşünüyorsunuz.her şey sarpa sarıyor. Bazı kısımlarda "siz ciddi misiniz?" Olayları niye bu kadar karmaşiklastiriyorsunuz diye düşünsem bile(yazarın amacı bu da olabilir) bazı yerlerde biraz ters köşe yaptığım ve bazı yerlerde cevaplarımı yarı yarıya sonradan aldığım,sonu da apayrı bir şaşırtmacalı ve (zaten kitabı baştan sona kadar okuduysanız ve okursanız sondaki konuşma diyaloğunda hafif ima hafif sinir duygusu bu kitabın sonunda yaşadığınız duygulardan birisi olabilir. ve gerçekten kendinizi kitabın içine koyarsanız özellikle o son kısım gerçekten unutulmaz bir son. Zaten sona geldiğimde öylece kalakaldığimı da hatırlıyorum. Eğer modern klasik okumak istiyorsanız kesinlikle okuyun diyebileceğim bir kitap