Gönderi

160 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
SUAT DERVİŞAksaray’dan Bir Perihan Suat Derviş 1903 yılında İstanbul’da doğmuş.Osmanlı aristokrasine mensup bir ailenin kızı.Yabancı mürebbiyelerle büyümüş Fransızcayı ana dili gibi biliyor.Daha sonra 1919 yılında Berlin’e gidip konservatuvar eğitimi alıyor.Almancası ilerledikten sonra Berlin Üniversitesi Felsefe ve edebiyat bölümüne devam ediyor.Bu sırada İstanbul’da da romanları yayınlanıyor. Almanya’dan 1932 yılında dönüyor.Meslek olarak gazetecilik yapıyor 1941’de eşi Reşat Fuat Baraner’le “Yeni Edebiyat” adlı bir dergi çıkarıyorlar.Bu sosyalist dergi dönemin genç yazar ve şairlerinin ilk eserlerinin basıldığı yer olarak göze çarpıyor.Bu sırada “Devrimci Kadınlar Birliği” ile basın basın sendikasının kurucuları arasında da yer alıyor.Yazılarından dolayı hapse giriyor,makaleleri sansürleniyor.Eşi Reşat Fuat Baraner’in TKP davası nedeniyle tutuklanması üzerine Fransa’da Yaşamak zorunda kalıyor.On yıllık süren sürgün hayatında eserleri yabancı dillere çevrilip büyük ilgi topluyor.Türkiyede ise hakkında hiç söz edilmiyor.Fransızca yazdığı Türkiye’ye döndükten sonra senaryolaştırdığı Fosforlu Cevriye romanının sinemadaki başarısını gördükten sonra 1972’de İstanbul’da ölmüş. Aksaray’dan Bir PERihan okuduğum üçüncü Suat Derviş romanı.Son romanlarındanmış. Aksaray’da Bir Perihan kitabında üç karakter üzerinden Aristokrat bir aileye mensup,ailesinin tersine kişilik kaybı yaşayan,sinik, bir hayat yaşayan Nuri,Aksaray semtinde büyümüş fakat semtini beğenmeyen,sınıf atlama derdinde,aç gözlü,sonradan görme,kişilik kaybına uğramış,zaafları olan olan Perihan ve ailenin dadılığını yapmış Gülter.Karakter etrafında üç katman oluşturmuş,Oluşturarak toplumsal eleştiri yapmış. “Nuri’nin perihandan daha bir başka olmasının sebebi o şimdi yok olmuş bir dünyanın çocuğu idi.Onun asil dedeleri,evet o aristokratlarda kendilerine el değdirilemez,söz söylenemez yükseklikte zannederlerdi.kendilerinin kutsiyetlerine adeta inanmış kimselerdi.Kanunlarının herzaman geçeceğini ummuşlardı,halbuki kanunları parçalanmış,konakları,yalıları,Saray’ları,hiç kıymet vermedikleri küçük insanların gazabı önünde iskambil kağıdından yapılmış şatolar gibi yıkılıvermişti”diyerek aristokratlığı. Başlangıçta ilk arzusu dikiş makinası,elektrikli süpürge istemişti.Hiçbir şey onu bir ev sahibi olmak kadar tatmin etmemişti.Evet Saadet’i ile sarhoştu,kendisini artık bir daha geri dönmemek üzere içinden çıktığı mütevazı sınıftan ayrılmış duyuyordu.Bu ev pek kısa bir zaman sonra onun halktan fakir bir kadın değil,hali vakti yerinde bir burjuva olduğunu görenlere öğretecekti” Burjuvayı, Ara katman olarakta köylüyü almış.Osmanlının son zamanlarında Çerkez köyü yaşam şekillerine,giyim kuşamları,adetlerini anlatarak köylü vurgusunu yapmış.Burda ki karakter Gülter’in son zamanlarını yaşlı ve yalnız ölümünü anlatmış. Aristokrasi,sınıf atlayan burjuva ve köy vurgusuyla modern hayatın insan ilişkilerini nasıl etkilediğini, bu ilişkiler çevçevesinde kişiliklere neler katıp neler götürdüklerini anlatmış yazar.En son vurgusu Perihan gibi bir karakteri ezip geçen işçi ve öğrenci gruplarının hükümet aleyhine yapılan gösteriye katılan oğullarının tavrıydı. Çok severek okudum,o yılların sergilemiş olduğu insan davranışlarını bugün hala görüyor olmanın mutsuzluğuyla,şaşkınlığıyla okudum.
Aksaray'dan Bir Perihan
Aksaray'dan Bir PerihanSuat Derviş · İthaki Yayınları · 2022189 okunma
·
58 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.