Gönderi

Kadın
Dünyanın yedi kıtasında yedi farklı erkek bir gece aynı rüyayı görürler. Yediside birden rüyalarında, küçük bir kasabanın içerisin de arnavut kaldırımları olan ve karşıklı barlardan oluşan ve de sokağın sonun da kırık kanatlı melek heykelinin önünde durduklarını görürler. Yedisi aynı rüyayı görmelerine karşın ruyalarinda bir birinden habersizdirler. Bu yedi erkek , rüyalarında bembeyaz bir elbise giymiş çıplak ayaklı ve bugune degin gorulmemis bir guzellikte olan bir kadının ,arnavut kaldırımının üzerinden yürüyerek kendilerine doğru yürüdüğünü görürler. Bunu gören erkeklerin yedisi de bir den kadına ulaşmak için koşmaya başlarlar. Kadın barbar adımlar la koşan bu erkekleri görünce geri geri gider ve ansızın gözden kaybolur. Yedi erkeğin rüyada kadından yedi ayrı isteği vardır. Kimisi onunla sevişmek ister kimisi evine getirip köle olmasini , kimisi ona yemekler yapmasını kimisi ise bambaşka şeyler ister. Fakat hiç biri kadının ne isteyecegini asla önemsemezler. Derken yedi erkek rüyadan uyanır ve her biri gördüklerini anlamaya çalışırlar. Fakat ne anlaya bilirler nede artık eskisi gibi kaldiklari yerden devam edebilirler .Yedi erkek bir birinden habersiz geride eşlerini , çocuklarını ,işlerini velhasıl sahip oldukları ne varsa umarsızca terk edip o kadını bulmaya giderler. Her biri dünyanın yedi kıtasını yedi yıl boyunca gezer ve durur. Fakat ne rüyada gördükleri kasabayı nede o kadını görürler. Umutları tükenmiş bir haldeyken tesadüfen hepsi birde n bir handa toplanıp şarap içerler bir birinden habersiz. Saatler şafağa yaklaşınca handa sadece bu yedi erkek haricinde kimse kalmamıştır. Hancı beyler hadi ama kapatmamız gerekiyor sizde evinize eşlerinize gidin der. Içlerinden biri benim ne eşim kaldı nede bir evim der. Hancı sorar neden? Yedi yıl önce gördüğüm bir rüya yüzünden terk ettim der onları. Yanında duran adam gördüğün rüya da beyaz elbiseli bir kadın varmıydı der. Evet vardi sen nerden biliyorsun ? Bir diğeri arnavut kaldırımların üstünd e mi yürüyordu yoksa der. Diğeri sinirlenir bu benim gördüğüm rüya siz nerden biliyorsunuz der. Ve o an anlarlar ki yedisi bir den yedi yıl önce aynı rüyayı görmüş ve yine yedisi dünyanın yedi kıtasını yedi yıldır o kadını aramakla geçirmişler. Hepsi boynunu buker ve bu nasıl bir günah ki böyle cezalandirildiklarini düşünürler. Içlerinden biri beyker bir dakika , bu bir işaret olmalı bakın yedi yıldır yedimiz dolandık durduk belliki bizden o kasabayı inşa etmemiz isteniyor . Işte o zaman belki o kadın gelir demiş. Hepsi bu fikri duyunca tıpkı rüyayı gördükleri gece kadar heyecanlanırlar. Derken uzak ve boş bir yerde yedi yıl gece ve gündüz rüyalarında gördükleri kasabayi inşa etmeye başlarlar. Kasabanın inşaası bittikten sonra hepsi rüyada oldukları yere geçer ve kadını beklemeye başlarlar. Yedi gün boyunca ne gelen olur ne giden. Derken içlerinden biri ekmek işinden sorumlu olana gidip komşu kasabadan ekmek getirsen iyi olur yoksa bir yedi gün sonra burda açlıktan öleceğiz der. Ekmek sorumlu olan kişi tamam de ve gider. Beş dakika sonra geri döndüğünde neden gitmedin diye sorarlar. Oda ben gitmek istedim fakat her zaman gittiğim yere şimdi birisi aşılmaz bir duvar örmüş der. Bir diğeri bağırarak kim ve neden yaptı bunu der. Bir diğeri ben yaptim çünkü ruyamda ki kadın o kapidaan kacmisti eğer tekrar gelirse kaçmasın istedim. Peki o vakit sende diğer kapıdan git demişler. Bir diğeri orayı da ben kapattım çünkü benim rüyamda da oradan kaçmıştı der. Nitekim kasabanın yedi kapısı vardır ve her biri rüyasında kadinin başka bir kapıdan kaçtığını görmüş ve o kapıyı kapatmıştır. Artık dünya ile bağları tamamen kesilmiş bu adamlar ölüme doğru sürüklendikleri günlerden birinde aşk tanrıçasının gökten şehre indiklerini görürler. Ve hepsi birden heycanla demek bizden haberin vardi aşk tanrıçası. Bize yardıma geldin demek. Sende sahitsin sin ya nice yedi yıllardır aşk için ne tür eziyetler çektik. Şimdi lütfen rüyamızdaki kadını buraya getirip ve bu duvarları da yikarmisin demişler. Aşk tanrıçası siz kadınla erkeğin yaşadığı aşkın ilk günahlarısınız. Öyleki geride eşlerini zi çocuklarını zi ve daha nicelerini bir başka kadına sahip olmak için terk ettiniz. Ve üstelik biriniz dahi yıllardır bu yaptıklarınızı sevdiginiz için değil size ait olsun diye yapıp durdunuz. Siz öyle bir kör insansiniz ki o kadın gelse dahi ve aranizda birini secse bile siz buna dahi tahammül edemeyeceginiz için yedi kapılı bu kasabayı duvarlarla ördünüz. Size cezam dir der aşk tanrısı. Bir gün bir tek erkeğin dahi bir kadının bedenini ruhunu istek ve arzularini incitmyecegi güne değin siz burda olumsuz olarak yaşayacaksınız de ve gider. Evet bir kadın için bir savaş başlata bilir ve hatta o savaşı kazanada bilirsinizde Bir kadın için kavga edip ve hatta o kavga galip de gelebilirsiniz. Bir kadını satabilir ve hatta ondan parada kazanabilirsinizde. Bir kadını dövüp ve hatta sonra da ona tecavüz edebilirsinizde. Bir kadın için şehirler kurup hatta orada sıkışa bilirsinizde. Bir kadın güldü diye ona orospu da diyebilirsiniz. Bir kadın sevip terk etmedi diye ona zavallı ve çaresiz de diye bilirsiniz. Bir kadına bir erkek olarak herşeyi diye bilirsiniz. Onu her sekil görüp öyle de davrana bilirsiniz. Çünkü siz erkeksiniz . Sizin onlardan güçlü kaslariniz ve sizden yana olan devletleriniz vardır çünkü. Fakat bir şey yapamayacaksanız oda şudur ki , bir kadına asla kendinizi zorla sevdiremezsiniz. Onun duygularına hükmedemezsiniz. O istemeden siz onun kalbine giremezsiniz. Ve günü geldiğinde o sizi n sahip olmuş olduğunuz zincirler kırıldığında soyunuz kurusa dahi onu asla ve asla tutamazsınız. Peki şimdi sen ne düşünüyorsunuz?
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.