Gönderi

KÖTÜ KAYBETTİK
..82 yılının temmuz ayında,Urfa'da toprak bir evin damında bir bebek ağlıyordu.Annesinin ilk bebeği, kadın haftalardır uykusuz,bebek hiç susmadan ağlıyor ,kavurucu sıcakta daha da kavruluyor ciğerleri.Kürtçe bir ağıt yakıyor sanki. Misafir kadın "açlıktan ağlıyor olmasın bu " diyor.Anne tecrübesiz, bilmiyorum emziriyorum ama yine de hiç susmuyor diyor.Kadın yanındaki torununun dolu biberonunu dayıyor bebeğin ağzına, bebek kana kana içiyor sütü .Anne ve bebek haftalar sonra ilk kez uyuyorlar... Annemin sesiyle irkiliyorum "kızım sen beni dinlemiyor musun ?" Afedersin anne televizyona dalmışım. Yalan !!! Zihnimde binbir türlü düşünce,gittiğim yere varamıyorum, vardığım yerden dönemiyorum.Göğüs kafesim daralmış iyice,nefes alamıyorum.Sanırım havadaki oksijen miktarı azaldı artık, hep sanayileşmeden bunlar,lanet olası sanayi devrimi. 4 yaşında bir çocuk,annesinin omzunda dünyanın yükü,karnında ayrı bir yük daha.Bir kardeşi olacakmış.Çocuk dar sokaktan aşağı iniyor,caddeye çıkıyor, annesi gelip alıyor onu"burası tehlikeli arabalar vızır vızır geçiyor inmeyeceksin bir daha buraya kapıda oyna"diyor.Annesinin işi var tekstil atölyesinden elişi almış parça başı boncuk dikiyor,omzunda dünyanın yükü karnında ayrı bir yük. Çocuk on dakika sonra tekrar yola iniyor.Annesi caddeye gelip bağırıyor "ben sana bir daha buraya inmeyeceksin demedim mi ? Senin peşinde mi gezeceğim bütün gün yoksa iş mi yapacağım "döve döve çıkartıyor çocuğu eve.Annesinin derdi var tek göz odada, banyo mutfak aynı yerde ,omzunda dünyanın yükü, karnında ayrı bir yük.Çocuk iniyor dar sokaktan aşağı, dünya umrunda değil. Annesi tutuyor kolundan tekrar eve çıkartıyor ve tuhaftır hiç bağırmıyor bu kez.Küçük mavi tüpün üzerinde bir bıçağı kızdırıyor, çocuk onu izliyor ,sonra ... Aynada yüzümü izliyorum.Yüzümün sağ tarafında yanağımın burnuma yakın bir yerinde bir iz var "yanık izi"elimi gezdiriyorum üzerinde. İçim ağrıyor. Neyin var? diye soruyor annem,biraz ağrım var diyorum,ilaç iç diyor.1000 mg flurbiprofen 5000mg analjezik 3000000000mg parasetamol alıyorum beş para etmiyor,içim ağrıyor. Bilgisayardan müzik sesi yükseliyor İdil Biret Chopin'in bir bestesini çalıyor. Basıyor piyanonun tuşlarına la, la, mi, fa, do, do, re, mi, mi , mi, mi, lanet olsun içim ağrıyor. 8 yaşında bir çocuk kardeşleriyle oyun oynuyor soğuk odada,babasının öksürük sesleriyle doluyor ev.Duymamak için daha yüksek sesle bağırarak oynuyorlar oyunları. Olmuyor !!! Babasının astım krizi durmuyor,öksürük sesleri duvarlara çarpıp çarpıp büyüyerek vuruyor kulaklarına.Annesi odaya girip okkalı bir tokat indiriyor yüzüne. Baban tıkanmış ölmek üzere sen hala oyun derdindesin... Elimdeki çay fincanında soğumuş çay. Evde gürültülü bir konuşma.Anlatanlar, dinleyenler, kahkahalar,"annem niye böyle put gibi duruyorsun" diyor.Işyerinde bir takım sorunlar var da diyorum. Kalkıp banyoya giriyorum,banyoya girmem gerek !!! Hesap yapıyorum tam 22 gün olmuş yıkanmayalı.Kokmuyorum da, Jean Baptiste Grenouille'nin vücut bulmuş haliyim sanki.Halbuki biri çıkıp ta kötü bir koku geliyor burnuma dese belki de gireceğim suyun altına. Arınacağım üstümdeki ağırlıktan, yokluktan, hiçlikten Olmuyor ,başımı alıp dizlerimin arasına düşünüyorum ben ne zaman kayboldum ? Yaşam hangi zamanda kaybetti beni ?
··
36 views
Muzaffer Akar okurunun profil resmi
Sabah işyerine gelip bilgisayarı açıyorum. İş için gerekli programları açıp maillere bakar bakmaz siteye girerek bir gezinti yapıyorum. Bu gün bu yazıyı okuyunca gezinti yapmadım, durup düşündüm. Başlangıcı ve sonu tam olmayan nefis bir öykü gibi. Belli ki yazanın söyleyecek çok sözü var, bir de söyleyebilme yeteneği... Elinize sağlık, teşekkür ederiz.
Remziye okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim Çok sözü olduğu doğru bir tespit ama söyleyebilme yeteneği olduğu konusuna katılamıyorum malesef Binlerce kelimenin içinden ancak bu kadar toparlayabildim Beğenmenize sevindim :)
Erhan okurunun profil resmi
Elinize sağlık, güzel olmuş. İçimden bir ses seçim sonuçları ile oynayıp "kaybetmek" i öne çıkardığınızı söylüyor ama neyse:) Aradaki flashback'ler kızın kendi geçmişi herhalde?
Remziye okurunun profil resmi
Işte işin tuhaf kısmı da bu kaybetmek yönünde oy kullanmamıştım :) Evet aynen geçmiş ile bu günün arasında tıkılıp kalmış diyebiliriz .
Bu yorum görüntülenemiyor
İpek Demirer okurunun profil resmi
Kaleminize, yüreğinize sağlık. Çok etkilendim. İçimi acıttı burktu ama çok etkileyiciydi.
Remziye okurunun profil resmi
O duyguyu verebildiysem ne mutlu bana Teşekkürler :))
Bu yorum görüntülenemiyor
Ayça okurunun profil resmi
Yüreğinize sağlık.Dokunaklı bir hikaye kaleme almışsınız.
Remziye okurunun profil resmi
Beğenmenize sevindim Sizin kadar cesaretli olup ta bilimli kurgulu birşey yazamam ama birşeyler karalamaya çalıştım kendimce :)
Berkay Özcan okurunun profil resmi
Daha çok görülen şeylerin parça parça halde yazıya dökülmesi olmuş. Keşke biraz daha derleme yapsaydınız. Ayrıca noktalama işaretleri de çok eksik ve hatalı kullanılmış.
Remziye okurunun profil resmi
Biraz daha derleme yapsaydınız kısmına tamamen katılıyorum bu konuda biraz tezcanlıyım (tembel ) :)) Ama noktalama işaretlerinin eksikliği ve hatalı olduğu ile ilgili birkaç örnek verirseniz sevinirim çünkü tekrar okudum ve gözüme çarpan bir hata olmadı
Eylül Türk okurunun profil resmi
Remziye hanım öykünüzü okurken zamanın izafi bir kavram olduğunu, aslında geçmeyen geçmişin saçlarımızda belirdiğini, alnımızda,gözaltlarımızda derinleştiğini hissettim. Ruhumuzda kanayan çocukluğumuzdur. Bu anın hezimetiyle maskelenen heves, o yıllarda susturulmuştur... Eyvallah...
Remziye okurunun profil resmi
Geçmiş bizden gidiyor ama biz onda kalıyoruz Siz yeterince güzel ifade etmişsiniz zaten Teşekkürler :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.