" Bir kitaba bu kadar kaptırır mı insan kendini? " Kaptırır Ah-i Zer.. O kitap toplumun kalbinde kıvılcım niteliği taşıyorsa çok daha fazlasıda olabilir. O eşsiz örneklerinden ayrı :) içinde bulunduğumuz toplumu gördüm yazdıklarında ve bu kitaptan ayrı birçok kitabı düşündüm.. onlarda bizlere, ahlak yapımıza, değişmez dediğimiz değerlerimize iyi kötü bir kıvılcım değil mi.. ki " ben yazar'ım, yazdığım kitap " fikrini düşünürsek.. elimizde kalan, iyi kıvılcımın azlığı sanırım. Werther, Werther olduğuna pişman oldu :) ... Boşluk kısmına kısmende olsa katılıyorum. Aşk, birazda hastalık gibi.. ruhun bağışıklık sistemiyle biraz fazlaca alakalı.. ama insanı pişiren bir duygu. Büyüten.. tabii onu dinlemek kaydıyla. Ve onunla büyümek, gelişmek... Werther, hassas yüreğinin kurbanıydı. Onu o yapan buydu.. Ama keşke, yüreğini, yorgunluğunu biraz dinleyebilseydi.. kalbini mengene gibi sıkan o hissi... ki o zaman Werther olur muydu? Meçhul... Bizlere ne anlatıyor bu kitap? Sanırım bir yaşamdan yaşamlarımıza bırakılan soru bu... Tüm kitaplar gibi.
Uzattım biraz kusuruma bakma :) Kalemine, yüreğine ve ondan da öte Varlığına sağlık... Sarsıcı bir inceleme olmuş! :)