Uzun bir süre yoğunluktan dolayı adamakıllı oturup okuyamadığım kitap beni farkettirmeden kendine güzelce bağladı. Aslını söylemek gerekirse kitabın sonuna geldiğimde yüreğimi bu derece burkması, beni hüzünlendirmesi... Yani şaşırdım..
Yavaş yavaş ilerleyen olaylar, hatıralar, pişmanlıklar... Ve yaşanılmamış bir aşk.
Kendini mesleğine ve Efendisine sadakatle bağlayan bir başuşak kendi ağzından anlatıyor anılarını, devrin siyasal kırışıklıklarını.. Bunca olayın içinde de Bayan Kenton'ın avuçlarının içinden nasıl kayıp gittiğini ince ince aktarıyor. Ne o gitme diyor ne de o kalıyor. Yıllar sonra ise acaba hata mi ettim diyor... Güzeldi. Farklı bir tat aldım. Kekremsi bir tat derler o tarz, ince hafif bir sızı. Sevdim.