Gönderi

“Israrla talepte bulunduğun halde duânın kabulünün gecikmesinden ötürü bana icabet edilmedi diye umutsuzluğa karamsarlığa düşme. (14) Çünkü Allah Teâlâ vereceğine kefil olmuştur. Ancak senin kendine seçtiğini değil sana uygun olanı dilemiştir. Ve senin istediğin zamanda değil, kendi istediği zamanda sana verir.(15)” Dipnot: (14) “Allah Teâlâ duâda ısrâr edenleri sever.” Suyuti, Camiü’s‐Sağîr, 2, 1876  (15) Allah Teâlâ bir işi, vakti gelmeden yapmak için acele etmez. Yapacağı işlere muayyen bir zaman koyar ve onları koyduğu kanunlara göre zamanı gelince icra eder. Önceden belirlediği zamandan geciktirmediği gibi zamanı gelmeden yapmağa kalkmaz. Aksine her şeyi, hangi zamanda yapılmasını takdir buyurmuş ise, o zaman yapar. Hakikat ilminin sahipleri, Allah Teâlâ´nın Sabur isminin tecellisi olan kişilerdir. Çünkü onlar olmuş  olayı veya olacak olayı hakikati ile bilirler. Allah Teâlâ´nın kullarına sabrı tavsiye etmesi ise, kulların cehaletinden dolayı hataya düşmemeleri içindir. İşin sonunu görmeyene sabır en güzel  şeydir. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin “ilmin başı sabırdır” buyurması, neticeye iyi  şekilde ulaşmanın tek formülü olduğundandır. (ALTUNTAŞ, 2005), s.24 [Sabırda dikkatli olunması gereken en önemli husus ayık ve uyanık olmaktır. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdu ki; “Sabır (hadisenin) sarsıntı tesiri yaptığı ilk anda, gösterilen tahammüldür. “ (Buhârî. Cenaiz. 32. 43. Ahkâm. 11; Müslim. Cenaiz. 14‐15; Tirmizi, Cenaiz, 13; Nesai. Cenaiz. 22;  İbn. Mâce. Cenaiz. 55 Ebu Davud. Cenaiz. 27) Allah Teâlâ kulun hakkında ceza vermek murat etse bile cedlerine ve nesillerine nazar ederek çok zaman bağışlamıştır. Onun için insanların kendi aralarındaki muamelelerinde sabırlı olması gereklidir. “Bir gün Davut aleyhisselâm kendisine zulmeden birine beddua etmiş icabet geç olmuştu. Davut aleyhisselâm bu duruma çok üzüldü. Allah Teâlâ   “Ey Davut! Sen de bir kimseye zulmedersen, o da sana beddua ederse; Ben sana geç icabet ettiğim gibi ona da geç icabet edeyim diye, isteğine geç cevap verdim” Bu nedenle kul Allah Teâlâ´dan bir şeyi ister. Allah Teâlâ; “Peki, fakat ben bunu sana, gerektiği bir vakitte vereceğim” der. Bu verme ya dünyada veya ahirette olur. Ahirette olan ise daha makbuldür.] (ALTUNTAŞ, Kırk Hadis, 2009), s.106  
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.