Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

10/10 puan verdi
·
Beğendi
Uzun sayılabilecek bir incelemenin ilk satırındayım... Ahmet Erhan için inceleme yazmak benim için fazlasıyla zor. Ne yazsam eksik kalacak, biliyorum. “Yazsam olmuyor, yazmasam olmaz” yani. Darılmaca gücenmece olmasın diye belirtmek istiyorum. Yazacaklarım daha çok benim Ahmet Erhan’la olan hikayemdir. Dileyen okumayı burada bırakabilir.   “Her şey bir acının bilincine varmakla başladı ” (s.89 burada gömülüdür 1. Cilt) Herkes gibi bir sürü insan tanıdım ben de, otuzuma son sürat tırmandığım şu ana kadar, bir dünya kitap, bir dünya şiir okudum. İnsanlardan kaçıp kitaplara sığındım ya da kitapları insanlardan daha çok sevdim gibi aforizmalara hiç girmeyeceğim merak etmeyin. Zira hep şiiri daha çok sevdim. Buna ilintili olarak elbette insanı çok sevdim. Bunu Metin Abi’den (Altıok) öğrendim. Tam da dediği gibi: Şiir, insanları sevmeye yaradı.   Hiç unutmuyorum, sene doksandört ve yaz ayları, yaşım henüz çocuk... Hayatında ilk kez gittiği hastane dönüşünde babam kısacık bir cümle etti: “İçimde bir ağrı dolanıyor.” Babamın içinde dolanan o ağrı o an itibariyle benim içimde de voltaya çıktı. Kolay mı? Hayatımın kahramanının canı yanarken ben rahat edebilir miydim? Edemedim. Birkaç gün içinde babamı tedavisi için başka bir şehre götürdüler. Tabi kimse durumun vehametinden haberdar olmadığı için beni ya da kardeşlerimden herhangi birini babamın yanına götürmedi. Yaşımız itibariyle belki biz durumu kavrayamayabilirdik ancak en azından babam için bir şeyler ifade ederdi. Elbette kızamıyorum kimseye. Herkesin, babamın iyileşerek döneceğine  dair sonsuz bir inanç beslediğine inandım hep çünkü aksi bir durum en başta babama yakışmazdı. Neticede, babamın içinde dolanan o ağrı birkaç ay içinde babamı bizden aldı kendine sakladı. Hali hazırda birkaç ay göremediğim babamı dünya gözüyle bir daha da göremedim. Babam başka bir şehre gittiğinde mevsim yazdı, dönmediğinde ise henüz sonbahar. Bu yüzden hiç sevmedim haziranı temmuzu ağustosu eylülü ekimi kasımı. Sonrası hep kış... Kendi sesinden en net şekilde hatırladığım o kısacık cümle kaldı geride, köy evinde bir soba yanında boş bir çay bardağını tuttuğu bir fotoğraf, bir de annemin terliğinden kaçıp sığınıp saklandığım kucağının sıcaklığı...Hiç unutmadım ben o cümleyi. Duyduğum günden bu yana bir acı dolanır içimde, başucu acımdır bu benim... Şiire ilgimin başladığı ortaokul yıllarımda kulağıma çalınan bir şiir bir adamla tanıştırdı beni. “Bugün de ölmedim anne” diyordu Ahmet Kaya. Sordum soruşturdum Ahmet Erhan diye bir adam çıktı karşıma. Birkaç şiirini okudum ilkin. Birinde “Bugün de ölmedim anne” diyen Ahmet Erhan, diğerinde “Bugün oturdum ölümü düşündüm” diyordu... Ölümü erkence tanımış biri olarak şiirleri beni içine almıştı. Sanırım sonraki yıl gittiğim bir kütüphanede, hani şu sebebini bir türlü anlamadığımız şekilde asabi abilerin görevli olduğu kütüphanelerden birinde tesadüfen karşılaştığım bir kitabı kucakladım. Kapağı her ne kadar beni ürkütse de o zaman, ben şairi referans aldım. 1993 basımı “Sevda Şiirleri/Zeytin Ağacı” kitabı. Hiç abartmıyorum bir süre soluksuz okudum ta ki “bir baba için” şiirine gelene kadar. Bunu orada yapamayacağımı biliyordum. Yanlış hatırlamıyorsam kimliğimi bırakıp kitabı aldım. Baktım ki, bendeki yaranın aynısı Ahmet Erhan’da var. Yaradaş olduk ve bir daha da ayrılmadık. Şöyle diyordu şiirinde: “Senin ölümün baba, bende Bir anafora kapılarak  Yeniden doğuma dönüşüyor  Köklerini toprak altında saklama Baba, oğlun daha yaşıyor...”  (s.246, burada gömülüdür 1. Cilt)   Asıl adı Erhan Bozkurt’tur şairin. Ahmet adını yarasından yani babası Ahmet İzzet Bey’den alır. Bozkurt soyadını ise davasına kurban verir. Neticede Ahmet Erhan olur. Nedir ki bu adamın davası? Davası memlekettir, ‘Alacakaranlıktaki Ülke’sidir. Nitekim Ahmet Erhan diye bir gerçeği ortaya koyan kitabı da budur. (s.13 burada gömülüdür  1. Cilt) Ağlamamak için paltosunun yakasını ısırarak marşlar söyleyen bir devrimcidir. Hepsinden önemlisi o bir mağluptur. Yenilmeyi en iyi o bilir. 12 Eylül faşist darbesinde yenilir ilkin, sonra Sivas’ta, Maraş’ta  defalarca yenilir. Bu sebepledir ki, çağdaşı olan bütün mağlupların ansiklopedisini yazmıştır. (s.139 burada gömülüdür 2. Cilt) En yakın dostlarından Behçet Aysan’ın Sivas’taki hazin ölümü onda kapanması mümkün olmayan yaralar açmıştır. Sivas’taki en büyük yenilgisi bu olmuştur. Fakat Sivas’taki yenilgisi bununla sınırlı kalmayacak ve 32 kez daha yenilecektir. Behçet Aysan’ın ölümü üzerine o’na ithafen yazdığı  ‘son düello’sunda şöyle der: “Kaybettim ömrümün son düellosunda Şimdi ayağımın altından kayıyor dünya  Gökyüzü aklıma bir kefen oluyor Cunda’daki mezarlığa, selvilerin altına gömün beni Buna dayanamam, bu yalnızlığa”  (s.209 burada gömülüdür 2.Cilt)   Ahmet Erhan şiiri de yenilgiler silsilesidir. Tekilliğe yenilir zamanla, nihilizme yenilir ya da evrilir. Ancak lirizminden hiçbir şey yitirmez. Şiir marjinallikten uzak, tam aksine oldukça yalındır. Bu yalınlıkla özgün olabilmek ve özgün kalabilmek de her babayiğidin harcı değildir. Ahmet Erhan; şiirin, ‘hayat çizgisi’nden uzaklaşmaması gerektiğine inanır ve hayat çizgisinde şiirler yazar ömrü boyunca. Hayat varsa elbet ölüm de olacaktır. Bu sebeple hemen bütün şiirleri ölüme dayanır. Gerek hayatla gerekse de ölümle hep büyük hesaplaşmaları olmuştur. Tahmin edeceğiniz üzere hemen hepsinde mağlup olmuştur. Pavese’den Yasenin’e, Atilla Jozsef’ten Mayakovski’ye, sevdiği bütün şairler intihar etmiştir mesela. Bunca intihara karşın intiharı da düşünmüştür elbette. Neticede deliliğinin çimentosu Mayakovski’den gelir ve onun yöntemini düşünür. “Mutfakta şiir yazmaktan bıktım, her şeyden bıktım 7.65 Magnum satılık, yazıyor küçük ilanlarda Bir silahım olsa, ne güzel kendimden soyunurdum.”  (s.145 burada gömülüdür 2.Cilt)   Yalnız Pavese’yi, Mayakovski’yi, Jozsef’i, Yasenin’i sevmez tabii ki. İnsanları sever. Nazım’ı sever, Altıok Metin’i sever, Turgut Uyar’ı, Cemal Süreya’yı, Ahmed Arif’i , Edip Cansever’i sever. Oğlu Deniz’i bir başka sever. Ülkesini çok sever. Ülkesinin çelişkilerini bile sever hatta yalnızca bu çelişkilerin tek başına dahi şiirin sebebi olduğuna inanır. En çok da babasını sever. Babasının mirası alkolü de sever. Bayrağı babasından alıp meyhanelere koşması da, 3 bardak Tuborg’la karaciğerini sıvazlaması da bundandır. Bir bar taburesi üstünde babasının öldüğü yaştayken hem sarhoş hem de yastadır. O günden karşı kıyılara yelken açtığı güne kadar da babasından fazla yaşamasının mahçubiyetini yaşamıştır. Neticede ellibeşinde ilk olarak babasına sonra da dostlarına kavuşmuştur. Geriye ne mi bıraktı? Yalnızlığını bıraktı bana, hüznünü, acısını, yenilgilerini ve boğulmalarını da. Üç beş şiiri de kaldı geride, bir de sıcacık gülüşü asılı kaldı semada. Babam gibi...   “Bitiriyorum burada Artık hiçbir şey sorma.”  (s.82 1. Cilt)
Burada Gömülüdür 1. Cilt
Burada Gömülüdür 1. CiltAhmet Erhan · Kırmızı Kedi Yayınları · 20222,241 okunma
··
3.160 görüntüleme
Metin Pir okurunun profil resmi
Hayatım temsili bir yenilgi gösterisidir  Okulu seven çocuklara bıkkınlık getiren  Yağmurda yalnız kalır, seyircisi yoktur  Onun için yaşamak alelade bir lükstür " Rüzgara karşı kalem oynatır hayatım  Damla damla büyür beyninde bir gül  Bir şiirdir ve hiç de kötü değildir  Dizeleri birbirine iteleyerek geçer Sararmış bir devrimci fotoğrafıdır hayatım " Ahmet Erhan.. Dostum boğazımı tıkadı okuduklarım. Hayat bi şekilde alıyor bizden en sevdiklerimizi sonra kaldığın yerden devam et diyor. Inşallah gidenler iyi yerdedirler. Babanı erken yaşta kaybetmen seni şiirlere sürükleyen sebeplerden biri demekki. Ve o nasıl bir cümledir Dönemediğinde ise henüz Sonbahar... Yüreğine emeğine sağlık...
K. okurunun profil resmi
Okuyan herkeste sanırım bir ağrı dolanır durdu, dolanıp da duracak gibi gün boyu.. Ahmet Erhan şimdiye kadar okuma hevesi duymadığım bir şairdir. Sanırım beni vuran bir alıntıya denk gelmedim, ondan. Çünkü çoğu zaman bir alıntı ok olur, gelir beni avlar o kitaba. Ama şunu biliyorum; herkesin bir şairi var. Sanırım sanatsal söyleyiş anlayanı, serbest tarzda yazılmış olanlar da daha çok yaşayanı etkiliyor. Kendi yüreğimizin rengi de işin içine girdi mi, şiir ruhun odalarının kapılarını bir bir açıyor.. Çok güzel yazmışsınız, kaleminize sağlık..
Mete Özgür okurunun profil resmi
"..hem zaten şiir niye var, dünyanın acısını başkaları da duysun." Teşekkür ederim Kübra Hanım.
Bu yorum görüntülenemiyor
Semih Doğan okurunun profil resmi
Mete Bey, bu yazınızı mutlaka bilgisayarınızda saklamalısınız. Ya da bir kağıda yazın saklayın lütfen. Çok özel bir yazı olmuş ve bizimle paylaştığınız için de şahsım adına teşekkür ederim. Bu sabah içime yağmur yağdırdınız resmen...
Mete Özgür okurunun profil resmi
Eksik olmayın Semih Bey ben teşekkür ederim.
Merve okurunun profil resmi
Siteye girdim ilk önüme çıkan inceleme oldu incelemen. Bir Mete Özgür'e baktım bir Burada Gömülüdür yazısına, beklediğim gün Mete, Ahmet Erhan'ı incelemiş dedim, içim nasıl oldu anlatamam, içimize bir ateş atacağını zaten biliyordum. Diyecek hiçbir şey bırakmamışsın zaten ben Ahmet Erhan'a inceleme yazarsan bunu layığıyla yapıp hakkını vereceğini biliyordum. Ahmet Erhan'la bizi tanıştırdığın için teşekkür ediyorum bunu her zaman söyledim sana biliyorsun. Acısını aldım acım yaptım ama sen kadar sahiplenemediğimi biliyordum bu da kanıtı oldu, Ahmet Erhan'ı ve şiirlerini en çok sen hakediyorsun Mete, her şiirin her dizesinin, her dizenin her harfinin hakkını veriyorsun. "Bir baba için" şiirinden sonra bu ikinci zorlu sürecinde hakkından geldin helal olsun. Hiçbir şey diyemiyorum boğazım düğümlü AHMET ERHAN diyorum susuyorum o demiştir ne de olsa bizim yerimize... "Değil mi ki ölüm var, azıcık gülümseyelim.
Mete Özgür okurunun profil resmi
'ölümseyerek bakıyor dünya, biz gülümseyelim' Çok teşekkür ederim Merve
DUA okurunun profil resmi
Ne desem Nereden başlasam bilmem ki Çok şey anlatmak geldi içimden ama susarım
Bu yorum görüntülenemiyor
Eylem Okur okurunun profil resmi
Kapını gökyüzüne dayayıp da bekle Yolunu şaşırmış bir yıldız düşer belki üstüne Başını yastığa göm Yüreğini ayışığına ayarla Yorganına sıkıca sarın Derin bir nefes al Ve sakın ağlama... Ahmet Erhan deyince hep Umut gelir aklıma onca acıyı yorgan yapıp da sıkıca sarılan bir yürek bırakır ardında ve sen de sakın ağlama bir yıldız düşer belki bir gün karanlıkta.. Cünlelerin üzerime yağdı nasıl derin bir kelimeledir ki bu devamını getirebilmek için nefese muhtaç bırakır insanı.. Yüreğinize ömrünüze sağlık..
Mete Özgür okurunun profil resmi
Teşekkür ederim
Özge okurunun profil resmi
Sanırım Ahmet Erhan okuma vaktim gelmiş geçiyor bile. Yüreğine kalemine sağlık incelemeni bir solukta okudum ama buna yalnızca inceleme demek bence hafif kalır. Bendeki de bir yorum öylece. :/ Bir şair, iki hayat, ve ortak bir acı ile tanıştırdın bizi kendi adıma tekeşekür ederim.Şairleri şiirleri sahiplenmemiz gerektigini bir kez daha fark ettim. O dizlere gizlenen duygular hepimizin, şairler bizim dünyaya açılan sesimiz... "Sustuk kendi içimize gömüldük. " -Ahmet Erhan
Mete Özgür okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim Özge Hanım. Ahmet Erhan'a bir okur kazandırmak beni mutlu eder. Keyifli okumalar dilerim pek mümkün olmasa da...
1 sonraki yanıtı göster
Sezen B. okurunun profil resmi
Böyle yazılar insanı kendinden alıyor.Bambaşka diyarlara götürüyor.Yüreğinize sağlık.Çok güzel olmuş
Mete Özgür okurunun profil resmi
Teşekkür ederim
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.