Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Yazarlığa, tiyatro yazarlığına, resme yeteneği olan insanlar vardı. Ama onda insanca, başka bir yetenek de vardı. İçinde başkasının acısına karşı pek ince, pek güçlü bir duygu yaşıyordu. İyi bir aktör nasıl kendinde başkalarının hareketlerini, seslerini yansıtırsa, Vasilyev de ruhunda başkasının acısını yansıtıyor, gözyaşı görünce ağlıyor, hastanın yanında kendisi de hasta olup inlemeye başlıyordu. Bir yerde zorbalık görse, ona öyle geliyor ki, kendisine zorbaca davranıyorlar. Bir çocuk gibi korkuya düşüyor, korkunca, yardıma koşuyordu. Başkasının acısı onu çileden çıkarıp heyecanlandırıyor, kendinden geçiriyordu. Ona göre ''Gerçek havarilik yalnız sözle olmaz, işle olurdu.'' Bütün dikkati kendisini yiyip bitiren o iç acısına yönelmişti. Bu, sebepsiz, donuk, belirsiz, hem kedere, hem büyük bir korkuya, hemde yılgınlığa benzeyen bir acıydı. Bu acı daha önce geçirdiği birçok hastalığa hiç benzemiyordu. O acılar bu acının yanında hiç kalırdı. Bu acıyı duyunca hayat ona iğrenç görünüyordu. Kendisini tepe taklak aşağıya atmak istiyordu. Bunu, hayattan bıktığı için, canına kıymak için değil, sadece bir yerini inciterek, bir acıyla öbürünü azaltmak için yapacaktı. #AntonÇehov #Öyküler
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.