Aslında bu kitaba inceleme yapmak niyetinde değildim ancak bir iki kişi isteyince -hadi bakalım bir küçük değineyim- dedim.
Kendisi sonradan tasavvuf yoluna girmiş ve bu yolda nefsini terbiye etmeye çalışmış biri olan İskenderi, bu kitapla gönlünüze şevk, şuur ve korku aşılıyor adeta. Tasavvuftan uzak veya bihaber olan varsa durmasın edinsin bu kitabı. Böyle ince bir kitap olması yanıltmasın, minik minik tokatlar yiyiveriyor insan. İçeriği nasıl ?
Evet , hayatlarını molozlar arasında idame ettirmeye çalışan ve bunu ruh dünyasının derinliklerinde daha da şiddetle yapmaya çalışan kardeşlerim var mı ?
-Vaaaaarrr .
O zaman Rabbimin, elinden azcık dermanlanmayı vesile kıldığı şu kitabı alın kardeşler. Size fısıldasın; nasıl tövbe etmek gerektiğini, nefsimizle yapmamız gereken büyük cihadı, Rabbimize zikri, O'na layık itaati, nasıl dostlara ve meclislere ihtiyacımız olduğunu, şükr etmeyi, bedbahtlıktan kurtulmayı, iradeli-takvalı olmayı, O'nun sevdiği kullarından olmaya çalışmayı, kalbin nelerden nemalanması gerektiği, huşu içinde olması gereken namazları ve ... Ve bunların aksi durumunda olabilecek felaketi, bizden geriye hiçbir şeyin kalmayacağı, bizi başka birşeylerin tatmin edemeyeceği, rehavetle varacağımız bitikliği, ruhumuzun diplerine kadar varacak virüsleri ...
Okuyun da yolunuzdaki taşları alsın bu kitap!
Birde ilgimi çeken bir nokta kendisi 14 yy başlarında vefat etmesine rağmen sanki bana sesleniyor. Yediğim şefkat tokatları cızır cızır aktı içime. Deruni gafletim çarpa çarpa günyüzü etti . En çok da uzun süre etkini sürdür sinemde , zira ahir zamanda haşyet pek mağlup rehavete. :(
Allah İbn Ataullah el İskenderi'yi cennet bahçelerinde görmeyi nasip etsin.