Gönderi

Ivan ikamet ettiği yerden kalkıp çantamın dışarı kustuğu ve onunda ironisine aldanıp eline aldığı çikolata kaplı lif kaynağımı, eti form çikolatalı, sallarken öbür yandan davetiyeye bakıp iç çekti ve "Bir şey söyleyeyim mi?" dedi kaşlarını kaldırıp. “Bayağı bildiğin evde kaldık.” Hala elimde tuttuğum pembe çantamı yavaşça Ivan’ın omzuna vurdum. “Dalga geçme,” dedim “Dalga geçmiyorum. Kızım hale bak! Artık yaşıtlarımızda evlenmiyor. Bizden küçükler evleniyor. Sima’ya bak, kaç yaşındaydı? Yirmi iki. Birde bana bak, yirmi yedi.” Çocuk sahte bir hüzünle başını eğip elmasından koca bir ısırık aldı. “Kuruyup kalan bir sen olsan yine iyi. Bende kaldım evde, halime bak.” Dedi sonra son bir hamleyle bana laf sokup. “Ivan kurusu.” Dedim bende karşılık olarak. “Kız kurusu.”
Hale Bilgiç Kız KurusuKitabı okudu
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.