Gözlerimi bir anlığına sıkıca kapattım ve kendimi yaklaşmakta olan klişe erkek bahanelerine hazırladım. Jazz ve ben televizyon gösterilerindeki eş, kız arkadaş, hatta
erkek arkadaşların, kötü partnerlerinin sıraladığı bahane
üstüne bahanelere nasıl inandığını seyrederken şaşkın
lık içinde başımızı sallar ve kıs kıs gülerdik. İnsanlar na
sıl karşısındakinin gerçek yüzünü göremez, diye merak
ederdim. Ama şimdi biliyordum, tabii ki. İnsan inanmak
istiyordu. O istek sonunda yüzüne tokat gibi çarpacak
gerçeklerden çok daha kuvvetliydi.