Gönderi

Hayri, yazdığı şiirleri okusun da kendisine yol göstersin diye gazeteciye veriyordu. Şiirlerin nasıl bulduğunu sorduğunda her kezinde gazeteci ona, -Yaz, yaz Hayri arkadaş, yaz diyordu!... diyordu. Bigün Hayri ona, şair olup olamayacağını sordu. Bir şiir kitabı bastırabilir miydi? Yoksa hiç beceremiyor muydu? Şiirden vazgeçmeli miydi? Gazeteci şu yanıtı verdi: Şiirden vazgeçmemeliydi. Şiir yazmayı sürdürmeliydi. Şair olmaya, şiir kitabı yayımlamaya gelince… Her ülkede, onbinlerce, yüzbinlerce kişi keman çalar, piyano çalar, ya da başka çalgılar çalarlar. Ama bunların hepsi de piyanocu, kemancı değildir, hepsi de ille konser vermeye kalkmazlar. Ne var ki, kendileri de bir çalgı çaldıkları için, çalgı çalmayanlara göre, müzikten daha çok zevk alırlar, dinledikleri konserleri daha iyi anlarlar. Zevk alma, bişeyden anlamak az şey midir? Şiir de böyleydi işte… Şiir yazan herkes ille de şair olmaz, ama yazmayanlara göre şiirden daha çok zevk alır… Şiirle hiç uğraşmayanlar, o zevki tadamazlar ve bunun ne büyük eksiklik olduğunu ayrımsayamazlar...
Sayfa 93 - Adam Yayınları
··
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.