Zamanlarının büyük çoğunluğunda sessiz, ürkek ve uzağı görebilmek yetisinden yoksun farelere tıpatıp benzer bir yaşam sürdürenler, iki üç yılda bir geldikleri bu kongrelerde ansızın sığındıkları kalıpların dışına çıkarlardı. Yerlere yapışarak birbirlerini
selamlayıp, o münasebetsiz kafalarını bir araya getirirler, ağızlarında bomboş sözler geveledikten sonra, şölenlerde de beceriksiz hareketlerle birbirlerinin onuruna kadeh kaldırırlardı...