Gönderi

308 syf.
6/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Hasan Ali isminin bendeki karşılığı taşradır, hatta taşranın yalnızlığıdır, hüznüdür, çaresizliğidir. Hatta ve hatta Hasan Ali taşranın bireysel dilidir. Toplumcu gerçekçi yazarlarımız taşrayı ele alırken meselenin sosyal ve siyasal yönüne odaklanmışlar. Onların eserlerinde taşra fakirlik, açlık ve zulmün sosyal boyutunda işlenir. İnce Memed bunun bir yansımasıdır. Fakat Hasan Ali’de taşra böyle değildir. Taşra yalnızlıktır, unutuluştur... Hasan Ali’yle tanışmam Uykuların Doğusu ile oldu ve hala Hasan Ali’nin en beğendiğim romanıdır. Sonra birkaç kitabını daha okudum. Son olarak da Heba’yı okudum. Şimdi bir süre Hasan Ali’ye ara vereceğim. Heba üstüne birkaç şey söylemek istiyorum. Eser postmodernizm ile büyülü gerçekçilik arasında. Yani ne salt postmodern ne de büyülü gerçekçi. Kurgunun içindeki büyülü hava bir Marquez gibi sarmıyor sizi ama destansı dili ile sizde merak uyandırıyor. Özellikle bölümler arasındaki geçiş ve askerlik döneminin anlatıldığı bölümdeki gerçeklik başarılı. Üslubunu sevdiğim yazarın bu eserde biraz zayıf olduğunu söyleyebilirim. Zira Uykuların Doğusu’ndaki dil daha olgun gibi. Hasan Ali’yle tanışın.
Heba
HebaHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20164,578 okunma
·
3 görüntüleme
Gülcan Cengiz