Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bir çiçek sergicisi
Bin dokuzyüz on iki miydi, bin dokuz yüz elli iki miydi güneşli bir öğle miydi, çiçekler gölgesiz miydi ellerim kirli miydi neydi çiçeklere su mu serpiyordum, bir karanfil çok mu uzaklardan gelmişti bilmem ki benim bütün yaşamımda hep karanfiller olmuştur her zaman hatırlarım sanki bir karanfilden sürekli doğmuşumdur bin dokuz yüz on iki doğumlu bir karanfili karım göğsüme takmıştı. şimdi ben çok yaşlıyım şimdi ben nedense çok yaşlıyım herkesi ayrı ayrı tanımam ruhi bey'i içerenköy'den tanırım içerenköy'ü iyi bilirim de ondan kaç yıl önceydi, şimdi unuttum babasını da tanırım kaç yıl önceydi, bilemem üryani eriği gibi gözleri vardı çizmeleri, kamçısı ruhi bey, benden çiçek alırdı o zamanlar sokak sokak dolaşırdım çiçek alanları iyi bilirdim ruhi bey de çiçek alırdı nedense benden alırdı. çünkü ben çiçekleri çok biçimli tutarım kuşkonmazları sevmem, kullanmam çiçeklerin aralıklarına bakarım sanki ben onları hep yeniden yaratırım, yontarım bin dokuz yüz kırk üçde biri öldü boynu değil, bir karanfilin sapıydı, yana düştü düşünce öldü bir ölülük sindi ellerime bir ölülük bana sindi ona sergimde her zaman bir yer ayırırım kimseler bilmez ben işte gizli gizli onu sularım karanlık bir karanfilliği yoklukta bir karanfilliği o gün bugündür bütün çiçekler karanfildir benim için. bir gün de bir demet karanfilim yandı bir demet karanfilin penceresi, kapısı nedense yandı önce giyinik bir ev görünümündeydi, öyleydi takındı kırmızılarını sonra süslendi bir boşluk edindi orda kendine hemen oracıkta bir boşluk açtı şemsiyesini ve gitti. ben şimdi oğlumun yanında kalırım onun kırmızı yapraklardan yapılmış bir zamandışılığı vardır beni anlamaz anlamaz, niye anlasın anlaşılmak -değil mi ama- sanki kimsenin olamaz ben kendime bir karanfil mezarı satın aldım beni oraya gömecekler ruhi bey cenazeme gelecek ama hangi ruhi bey doğrusu biraz şaşırdım içerenköy'deki ruhi bey gelmez osadece karanfil satın alır ölümü pek beğenmez şimdiki ruhi bey ölümedaha yatkındır yaşamaya da ölümle yaşam arasında bunalır bunalır ben bu kadarını anlarım o gelir beni kaldırır bir karanfil kalabalığına arrtık katılır geçen gün gördüm acımayı unuttum sevinmeyi unuttum ben her şeyi artık unutuyorum ama ogeçerken ne yalan söyleyeyim şuramda birağrı duydum ağrı da değildi belki, hani, nasıl gövdemi yeniden buldum acılar acılara eklenince ağırlaşıyor gövdem de ağırlaşıyor ruhi beyle kocaman bir demet karanfil oluyoruz şu üstümdeki boşluk kadar bir demet yok artık pek konuşmuyoruz benim sözlerim eskidi onunki de eskidi zaten kelimeler sonludur öyledeğil mi donuk donuk bakışıyoruz ben ölüme iyice yakın o yaşamaktan uzak öyle bir gök içinde durmuş gibiyiz karanfiller ölürken karanfillerden bir deniz. Edip cansever
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.