Gönderi

"Bir gülümseyişe dokunmak lanettir. Sen ona kuştüylerinden, pudralardan, bulutlardan yaptığın bir kalp verirsin, o sana siyah taştan bir kalp verir. Sen, sana taştan da olsa bir kalp verdi diye sevinirsin, çıldırırsın sevinçten. Ama o verdiği taştan kalbi ikide bir elinden alır, kafana vurur, canını yakar, sonra sana geri verir, acıdı mı diye sorar bir de. Acımadı dersin, senin verdiğin kalp acıtmaz. O taştan kalbi geri alabildiğin için öyle mutlusundur ki, hepsi geçer, ne acı kalır ne bir şey. Çünkü taştan kalplerin, verildiği kişinin belleğini silmek gibi müthiş bir özelliği vardır. Sevinçten deliye dönerek alıp yerine koyarsın o kalbi, içindeki dipsiz boşluğa, aptalca mutlusundur, ben ona bulutlardan, pudralardan ve kuştüylerinden yaptığım bir kalp verdim, o da bana bir kalp verdi dersin, benimki onda,onun ki bende. O kalbin taştan olduğunu kabul etmen bir ömür sürer. O taştan kalple dövüle dövüle çeliğe dönersin, öyle güçlüsündür ki artık, sırtında dünyayı taşıyabilirsin, taşıtırlar zaten, bir de bakarsın ki koca dünya sırtında. "
Sayfa 246 - Can Yayınları
·
1 görüntüleme
zeynep