Bu kitap ile tanışmam İlber Ortaylı’nın Gazi Mustafa Kemal Atatürk kitabı sayesinde oldu. Atatürk’ün bu kitabı özgün diliyle okuduğunu ve başucu kitaplarından birisi olduğunu öğrendikten sonra hemen okuma listeme ekledim. Kitabı okumadan önce Atatürk’ün meclis konuşmalarında J.J.Rousseau’dan birçok defa alıntı yaptığını da öğrendim.
Kitabın konusuna gelecek olursak, kitabın ismi bize her şeyi anlatıyor. Rousseau eşitsizliğin kaynağını okuyucularına aktarırken bunu ilk insandan itibaren ele alıyor ve kitabın yazıldığı güne kadar ilerliyor. Kitabı okurken felsefik bir “Sapiens” kitabını okuyorum gibi hissettim.
Kitapta eşitlik ve özgürlük düşüncesi ön planda. Kadınlara ilk defa seçme ve seçilme hakkı 1900’lü yılların başında verilmesine rağmen Rousseau 1750’li yıllarda bu konuyu kitaplarında ve konuşmalarında açıkça savunmuş.
Kitabı okurken açıkcası zorlandım. Sık sık okumamda kopmalar oldu. Kitaptaki çoğu cümlelerin çok uzun olması cümleyi hatta paragrafı tekrar baştan okumama sebep oldu. Kitap genel olarak zor ama yazıldığı döneme göre etkileyiciydi.