Gönderi

Cümle dediğin..
Bu kâinat, nasılki kendini icad ve idâre ve tertib eden ve tasvir ve takdir ve tedbir ile bir saray, bir kitab gibi, bir sergi, bir temaşâgâh gibi tasarruf eden Sâni'ine ve Kâtibine ve Nakkâşına delâlet eder; öyle de: Kâinatın hilkatindeki makâsıd-ı İlâhîyeyi bilecek, bildirecek ve tahavvülâtındaki Rabbânî hikmetlerini tâlim edecek ve vazifedârâne harekâtındaki neticeleri ders verecek ve mâhiyetindeki kıymetini ve içindeki mevcudâtın kemâlâtını ilân edecek ve "Nereden geliyorlar? Ve nereye gidecekler? Ve ne için buraya geliyorlar? Ve çok durmuyorlar, gidiyorlar?" diye dehşetli suallere cevab verecek ve o kitâb-ı kebîrin mânâlarını ve âyât-ı tekvinîyesinin hikmetlerini tefsir edecek bir yüksek dellâl, bir doğru keşşâf, bir muhakkik üstad, bir sâdık muallim istediği ve iktizâ ettiği ve herhalde bulunmasına delâlet ettiği cihetle; elbette bu vazifeleri herkesten ziyâde yapan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'ın hakkâniyetine ve bu kâinat hâlıkının en yüksek ve sâdık bir memuru olduğuna kuvvetli ve küllî şehâdet edip "Eşhedü enne Muhammederresûlullah" der.
·
2 görüntüleme
S