Birlikte yaşayan iki kardeşten biri, ötekine işinde ve sanatında yardım edeceği yerde Hz.
Peygamber’in meclislerine devam ederek ilim öğrenmeyi yeğlemişti. Bu durum, bir süre
sonra öteki kardeşin şikâyetlenmesine, bu şikâyetini Resûl-i Ekrem’e kadar iletmesine sebep
oldu. Bu zat, kardeşinin de kendisi gibi çalışmasını, geçimlerine katkıda bulunmasını
istiyordu. Bütün yükün kendisine kalmış olmasından yakınıyordu. Görünüşe göre de haklıydı.
Durumu öğrenen Hz. Peygamber, işin farklı bir yönüne dikkat çekerek:
- “Kimbilir, belki de sen, ilim peşinde olan o kardeşine de baktığın için iş buluyor,
san’atını icrâ ediyor, böylece kazancın kolaylaşıyor, belki de sen ona değil, o sana
bakıyor” buyurdu. Bu ifadesiyle Hz. Peygamber çalışmayı terketmeyi tavsiye etmiyor,
aksine, ilmin geçime katkısının olmadığını sanmanın yanlışlığına dikkat çekiyor. Nitekim bir
başka hadîs-i şerîfte de Resûl-i Ekrem Efendimiz:
“İlim öğrenen kişinin rızkını Allah Teâlâ üstlenmiştir” buyurmaktadır. Bir başkasında da:
“Kardeşinin yardımında bulunduğu sürece, Allah da kuluna yardım eder” denilmektedir.