Gönderi

Bu minarelerin tepesinde birçok hoca bulunuyor ve yüksek ve dik seslerle gökyüzüne merhumun ruhuna fâtihalar okuyorlardı. Ve bu Kur’ân okumalar takriben gece saat birde başlayıp bütün gün durmaksızın devam etti. Gene gecenin aynı saatinde yeniçeriler ocaklarına yakın meydanlarda içtimaa çağırıldı. Sayıları acemiler (?) yani İstanbul’un denizaşırı çevresinde oturanlar dahil, takriben 20 bini buluyordu. Bunlar başlarından sarıklarını ve diğer esvaplarım çıkarıp, vücutlarını, kalın ve sert örtülerle ve başlarını da siyah örtüler ve siyah yün çarşaflarla örtmüşlerdi. Sık sık yere kapanarak yüzlerini tozlara gömüyorlar, gözyaşları ile ve acı acı içlerini çekerek ağlaşıyorlardı; ve feryat dolu şarkılarla merhum Sultanın kahramanlıklarını anlatıp, göğüslerine vuruyorlar ve gözlerini yoluyorlardı Bunu görmek hakikaten korkunçtu. Ve şafak söktüğü zaman, bütün bu ordu çok geniş olan Saray meydanına geldi, herkes hareketsiz yerinde durdu.
··
15 görüntüleme
Ümmühan Yıldız