Tefsir-i
Hâzin'de beyan olunduğu veçhile küfür;
birşeyi setredip örtmek manasınadır. Kâfirler
hakkı setredip kabul etmedikleri için kâfir
denilmiştir. Küfrün envai dörttür :
B i r i n c i s i ;
Allah-u Tealâ'yı asla bilmez, inkâr eder. Buna
küfr-ü inkârı denir.
İ k i n c i s i ;
kalb ile Allah-u Tealâ'yı bilir, fakat lisan ile ikrar
etmez. Buna küfr-ü cuhûdî denir. İblis'in
küfrü bu kısımdandır.
Ü ç ü n c ü s ü ;
kalbi ile Allahı bilir ve lisanı ile ikrar eder, fakat
diniyle tedeyyün etmez. Buna küfr-ü inâdî
denir. Ebu Talib'in küfrü bu kabildendir.
D ö r d ü n c ü s ü ;
lisan ile ikrar eder, fakat kalb ile tasdik etmez, buna küfr-ü
nifakî denir. Münafıkların küfrü bu
kabildendir.
Küfrün
hulâsası; Allahı ve vahdaniyetini veyahut inzal
ettiği âyetlerinden ve kitaplarından birini veya
cümlesini veyahut rusûl-ü kiramdan birini veya
hepsini inkâr etmektir. Bunların cümlesi küfür
olduğundan bu minval üzere vefat eden kimse ebediyen
cehennemde kalır. Zira; Allah-u Tealâ küfredeni
mağfiret etmez. 48