Gönderi

Bu ileti vesilesiyle
Zeyneb Öztürk
Zeyneb Öztürk
hanıma ve bütün vicdanlı doktorlara selam olsun.. YERİ DOLMAYAN ADAM (Çok Seneler Önce) Bir arefe günüydü. Sabahtı. Telefon insafsızca çaldı. “Enişten kalp krizi geçirmiş, hastanede.” Yorgun bir günün sabahına böyle bir telefonla uyanmak. Pek nadir ve pek sarsıcı sabahlardan biriydi.Hastaneye koştum.Yol boyunca iyi düşünüp sakinleşmeye çalışıyordum. Halam ve çocukları yanındaydı. Evinden çıkmış ve birkaç adım sonra yere yığılmıştı. Önce başka bir hastaneye sonra da buraya getirmişlerdi. Bitkin,dalgın ve çaresiz bekleyiş, gözler karanlık. Saatler geçiyor, yoğun bakımdan haber yok. Doktorlar kral, bizler kapıkulu. Hastane denilen organizmaya dahil oluyoruz. Bekliyoruz.. Ertesi gün geliyor kasvetli gecenin ardından. Ramazan bayramının birinci günü. Bayram namazına gidiyoruz, dua edip ferahlık umuyoruz. Aklımız ve yüreğimiz hastanede. İyi bir haber, küçücük bir umut için bekliyoruz. Eşi,kızları,kız kardeşleri. Kadınların derin hüznü yüzlerinde. Zaman bizi umursamıyor,kıskacına aldı. Kıvrandırıyor. Bir ara bu uğursuz hastanenin uğursuz camından dışarı bakıyorum. Gözüme bir yol tabelası takılıyor. Okla gösterilen yer adına dikkat kesiliyorum. Gardım düşmek üzere. Eğer ölürse diyorum içimden, bu semtteki mezarlıkta yeri hazır. Tabela beynimi kemiriyor. Oraya mı gidecek evine mi? “Yeterrrr!” diye bağırıyorum içimden. Kafamı süratle camdan uzaklaştırıp iyi şeyler düşünmeye çalışıyorum bütün gayretimle. Bir gün daha geçiyor. Bayramın ikinci günü, hastanede üçüncü gün. Herkesin gözü uzaklara dalmış gidiyor.Çaresizlik öyle sarmış ki ruhlarımızı, uzaklardan gelecek bir haberciyi bekliyoruz sanki, bir umut arıyoruz. Eniştem uyuyor, yanına yaklaşamıyoruz.Artık orada olduğunu hissedemiyorum. Sanki evine gitmiş ya da başka bir yerlerdeymiş gibi geliyor. Bekliyoruz. Bayramın üçüncü günü, hastanede dördüncü gün.Doktorlar başından beri, “durumu kritik elimizden geleni yapıyoruz” gibi klasik ama bize bir faydası olmayan cümleler kurup durdular. O gece sabaha karşı tamamen yumdu gözlerini. Dayanacak gücü kalmamıştı anlaşılan. Bizlerin de gücü tükenmişti, hele ev halkı perişandı. Koca bir dağın gözlerinin önünde paramparça olduğuna şahit olmak dayanılır şey değildi. Sabah oldu; hastaneden gasılhaneye, oradan camiye ve nihayet kabristana varan kısa yolculuk da tamamlandı. Geriye hoş bir sada, kulaklarımızda çınlayan neşe dolu bir kahkaha ve gönüllere girmiş bir gönül adamının aziz hatırası kaldı..
··
1 plus 1
·
32 views
Zeyneb Öztürk okurunun profil resmi
Osman Bey:))))) Kaleminize, yüreğinize sağlık. ...çok çok tsk ederim, hatirlanmak o güzel kalemde fazlasiyla mutlu etti beni. Bu hikaye, hayatınızdan bir kesitse; Rabbim o gönlü güzel adamla ebedi beraber eylesin sizleri, rahmet eylesin. .. Gölgelik dünyayı. ..yolculuğu da yolu da ne güzel hatırlattınız, Rabbim güzelim, vefali yoldaşlarınızı eksik etmesin iki cihanda:) O uğursuz hastanenin uğursuz koridorlarında mutlu, uğurlu haberler de duyulur bazen. Yeni doğan bir bebeğin dünyaya merhaba deyişi, yıllardır küs dostların sevinç gözyaşları. .bazen de sağlık çalışanlarının mutlu haberleri :))))) Buradan size, sizler gibi samimi, nezih, içten 1k dostlarına kocaman selamlar efenim:)))))
Osman Y. okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim ben de güzel sözleriniz için :) Bu anıyı paylaşırken aklıma siz geldiniz, evet eniştem rahmetli.. Elbette güzel şeyler de oluyordur mutlaka.. Bu yazıyı da seneler önce yazıp saklamışım, bir bakıma içimi dökmüşüm. Samimi bir insandı, belki yanılıyorum ama samimiyet toplumda azalıyor bir bakıma. Bizler de belki bu samimiyet arayışıyla buradayız sanırım, bütün dostlara selamlar olsun dediğiniz gibi :)
2 next answer
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.