Gönderi

144 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Hastalar Risâlesi, hastalara 'Geçmiş olsun' makâmında yazılıp;  aynı zamanda onlara, bir merhem, bir teselli, bir mânevî reçete, bir huzûr, bir kalp ferahlığıdır. Evet, artık sağlığına kavuşmaktan tamâmen ümidini kesen bir insana, bâzen olur ki, ne  doktorların, ne de ilaçların bir faydası, bir yardımı, bir tesiri olmaz, fayda etmez. Çünkü,
Hastalar Risalesi
Hastalar RisalesiBediüzzaman Said Nursî · Söz Basım Yayın · 20132,069 okunma
··
155 görüntüleme
Eylül Türk okurunun profil resmi
Kalp, türlü ziyalar ve marifetler yurdu olunca Resul Bey, değil 4 saatte bir saatte dahi yazılabilir bir eser, bir kaynak suyunun heybelerde taşınması gibi, vakti geldiğinde susuzluktan çatlamış dimağlara şifa üstü şifadır. Dün bir sohbet meclisinde, erken yaşta vefat eden bir ablamızdan söz açıldı ve dendi ki ; Hastalığının son demine kadar bedenen en büyük acılar içerisinde kıvransa da, ruhen bizden çok daha canlı, neşeli ve ılımlıydı. Hiç canım yanıyor dememiş, aksine halinden o kadar memnunmuş ki, etrafındakileri kendi adına teselli etmekte imiş. Geçen sene bir Hanım'la tanışmıştık. Bana çok etkileyici geliyordu, ahvalinde ki sekine ve huzurla.Çatılan kaşlarımdan hicap ediyordum onu gördükçe. Sonra hayatından söz etti biraz ve gördüm ki, acının en şiddetlisi geldiğinde sabretmek, daha hayatta iken bir sürur ve mertebe kazandırıyor insana. Bundan iki yıl evvel amansız bir hastalığa yakalanmış ve hastalığın etkisiyle o kadar ruhen yorulmuş ki sonunda akli melekeleri de yıkılmaya yüz tutmuş. Her iki {bedeni ve ruhi } dertle sınanırken, bir sabır istidadı belirmiş kendisinde, tevekküle ve şükre tutunmuş, bir zaman sonra psikolojik sıkıntıları hafiflemiş ve sonra elhamdülillah bedensel rahatsızlığını da yenmiş ve hayatına geri dönmüş. Şöyle diyordu ; "kızım, insan imanına sarılmaz ise sıhhati dahi bir hastalıktan ibarettir ve eğer O'ndan geleni aşkla karşılar ise hastalıktan daha büyük derman yoktur. Sonraları çok şükrettim hastalıklarıma" Hasılı ; Derdine şükreden ilâhi dermanı bulmuştur. Tahlilinizi okuduktan sonra, bu eseri, ben dahil pek çok kişiye hediye etme isteği belirdi kalbimde. İnşallah sabredenlerden ve şükredenlerden oluruz.
Resul okurunun profil resmi
Bu güzel yorumunuz için teşekkür ederim Eylül Hanım. Ne güzel özetlemişsiniz durumu.. evet öyle gerçekten. Yeter ki o kalb, asıl gerçek kalb sahibinin her daim yanında olduğunu hissedebilsin.... Cümlelerinizi okurken, bir yandan da düşünmeğe başladım ve düşündüğüm şey de şu oldu: Demek ki hakikaten insanda olan inanç, başına gelen çok felaketlerin, müsibetlerin üstesinden kolaylıkla gelmesine yardımcı oluyormuş. Aynı zamanda da ümidini kaybetmemesi için, kuvvetli bir imana sahip olması lazım ki desin: "Lutfun da hoş, kahrın da hoş"..diyebilsin.  Bu sözleri söylemek her  insana müyesser olmuyor maalesef.. Benim de bir tanıdığım Resul adında bir abim var. Kendisi hem anne hem babadan yetim kalmış. Bir gün, belli bir rahatsızlığından dolayı hastaneye gitmiş. Muayene eden doktor da, kesin olarak söylemiş ki, " bundan sonra dört yaşarsanız sevinin" diye.. neyse bu hiç aldırış etmeden, hiç kimseye bir şeyler anlatmadan, ümitsizliğe düşmeden kaldığı yerden devam etmiş hayatına. Şimdi aradan neredeyse 10 yıl geçmiş ve hala yaşamakta ve şu an Norveç'te, İslâmı anlatmakla hizmetine devam etmektedir.. Şimdi bu insan, doktor teşhisi koyar koymaz ümitsizliğe düşseydi, ağlayıp sızlasaydı, önüne gelene "şu kadar ömrüm kaldı" deyip, hem kendinin hem başkalarının kalbini hüzünlere gark etseydi ne olurdu? Elbette ki doktorun dediği olurdu (doğrusunu Allah (c.c) bilir). Ölmeden önce, ölmüş olurdu. Ne kalan 4 aydan bir lezzet alabilirdi, ne de etrafındaki insanların rahat yaşamalarına olanak sağlamazdı.. ama o ne yaptı, hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam etti. Asıl yapılması gereken de bu değil midir? Ne olursa olsun ümitsizliğe düşmemek, Allah'tan ümidini kesmemek değil midir? Ne demiş Peygamber Efendimiz (a.s.m): Kıyametin kopacağını görecek olsanız bile, elinizdeki gidanı dikmeğe bakın dememiş mi?..  Velhâsılıkelâm, İnsan Yaratanına dayandığı müddetçe güçlüdür, inançlıdır, ümitlidir. Gerisi sadece kendini kandırmaktan başka bir şey değildir..  Katkınız için, düşüncelerinizi paylaştığınız için tekrardan teşekkür ederim Size.
2 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Evren okurunun profil resmi
Öncelikle elinize sağlık, çok güzel bir inceleme olmuş. Okurken kendime pay biçtim ve şükretmek için sonsuz sebeplerden birini daha idrak etmeye çalıştım. Birkaç şey sormak istiyorum: Risale-i Nur gerçekten muhteşem bir eser. Birkaç satır okumak bile insanın kalbine dokunabiliyor. Birçok kişi gibi, dilinden dolayı okumakta tembellik ediyorum. Bu kitap gibi ufak kısımlardan oluşan bir seri var mı? Varsa Risale-i Nur Külliyatı ile dili aynı mı? Ve külliyatın ne kadarını içeriyor? Tüm külliyatı kapsayan böyle kitaplar var mı?
Resul okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Evren Bey. Sağolasınız. İnanın kitabı okurken çok etkilenmiş ve nasıl olur da bir hastalık bu kadar güzel anlatılır diye düşünmeden edememiştim. Keşke sorularınızı benden daha bilgili olan kardeşlerime sorsaydınız:) Ama madem sordunuz, elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırıım.. Öncelikle külliyatın sadeleştirilmiş bir şekli yoktur. Her kitap aynı dilde, aynı kelimelerle yazılmış. Bir kaç defa sadeleştirmeğe teşebbüs edenler olmuş ise de, Üstadın, Kendisine Vekil olarak tayin ettiği talebeleri buna izin vermemişlerdir. Neden mi? Çünkü; sadeleşince, orda yazılan kelimelerin ifade ettiği mânâ ile, sadeleştirilmiş kelimeler örtüşmemektedir. O yüzden, olduğu gibi okuyup anlamanın en doğru seçim olduğunu düşünmüşler.. Ama siz, hani biraz daha kolay anlaşılacak var mı diye soruyorsanız: Evet bazı kitaplar var ki, onları okuyup anlamak biraz daha kolay oluyor sanki. Mesela,  "Küçük Sözler", Sözler eserinin 32 sözünden sadece 9 tane sözün yer aldığı bir broşürdür. Sonra bu "Hastalar Risalesi", Lemalar'dan bir miktar, Mektubat'tan bir miktar alıntı olarak neşrolunmuş. Sonra Külliyata dahil olan kitaplardan, "Asa-yı Musa" var.. çok kolay anlaşılıyor, hatta en kolay anlaşılan kitaplardan biridir. Sonra "Kastamonu Lahikası" var.. Talebeleriyle Üstad arasında geçen mektuplardan oluşmakta. Çok kolay anlaşılıyor o kitap da. Broşürlerin herbiri çok kolay okunuyor Evren bey. İsterseniz siz ilk olarak küçük sözlerden, sonra ise gençlik rehberini okuyarak başlayın. Sonrasını da her hangi bir broşür seçerek devam ettire bilirsiniz. Yani Estağfirullah bir tavsiye değil de, yani ben olsam İlk olarak Broşürlerden başlar, sonra Külliyat'a geçerdim. Hem az çok bilgi edinmiş olursunuz Kitaplar hakta, hem de lisanınız kelimelere alışmakla, daha kolay okumanıza yardımcı olur. Şimdiden Rabbim zihin açıklığı ihsân eylesin Evren bey. İnşâAllah Rislalelerden kaçmanıza vesile olmamışımdır :)
Evren okurunun profil resmi
Allah razı olsun. Kaçma gibi bir durum yok, merak etmeyin :) Sadece okumayı hep erteliyorum diyelim. Tamamını okumayı niyetlenmiştim bir defasında ancak birkaç sayfadan sonra vazgeçmiştim. Tabi bunun sebebi asla olumsuz bir düşünce değil, tamamen anlamakta zorlanmamdan kaynaklıydı. Yoksa bulunduğum birkaç sohbette bu eserin güzelliğini rahatlıkla farketmiştim. Said Nursi Hz ve İmam Gazali Hz gibi büyük âlimlerin sözlerini okurken insan ilmin büyüklüğünü hissedebiliyor. Bir insan bir şeyi nasıl bu kadar güzel anlatabilir diyorum. Talebeler de güzel demişler. Günümüzde en basitinden ayetleri keserek dinimize nasıl fitne soktuklarını biliyoruz ki böyle eserleri de anlamak için özünden okumak gerekir demek ki. Saygı duyarım. Önerinizi dikkate alacağım. Ufak da bir araştırma yapsam güzel olur hatta. Tabi okumak gereken kitap da çok fazla :) En kısa zamanda bu eseri de okumak nasip olur inşallah. Tekrardan teşekkür ederim.
Resul okurunun profil resmi
Evet öyle gerçekten. Şimdi bazı arkadaşlar hatta bana güle bilir de bu sözleri kullandığım için ama, ne hikmetse, anlamadığım yerleri dahi büyük bir zevkle okuyorum. Sanki aklım almıyor ama, kalbimin ve ruhumun bir şeylerle gıdalandığını hissedediyorum. Sonra belli bir vakit geçtikten sonra, kalb ve ruhum, depolanan gıdaları hazmederek; aklıma göndermeye başlıyorlar ve ne zaman bir yerlerde zor duruma düşsem, hemen o bilgiler koşuyor imdadıma.. tabii şimdi açıklamaktan aciz kalıyorum o hisleri biraz.. Hani dediniz ya bir insan nasıl bu kadar güzel anlatabilir? İşte o hayranlık yetiyor bazen risaleleri okumak için. Çünkü bu sözlerde hakikat olduğunu az çok idrâk edebilmişiz, çünkü kelimelerin vecizliğine meftun olmuşuz.. Bu arada rica ederim, bir yardımım dokunabildiyse ne mutlu bana. Her zaman bekleriz İnşâAllah. Güzel bir araştırma sonucu en kısa zamanda okumanız dileyiğle hayırlı okumalar :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.