“İlk gençlikte tutkuyla ve yalnızca mükemmel insanları severiz. Fakat mantık tutkuya üstün gelmeye başlayınca sevdiğimiz kişiyi olduğu gibi, erdemleri ve kusurlarıyla görürüz. Bu kusurlar bizi kuvvetle çarpar, yeni olanın çekiciliği ve başka birinin mükemmel olmasının imkansız olmadığı ümidi daha önce hayranlık duyduğumuz kişiden soğumamıza neden olur. Ondan neredeyse nefret etmeye başlarız, onu acımadan silkip atar ve yeni mükemmellikler peşinde koşarız.”