Gönderi

400 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 31 days
Mana Deryasının İncisi Muhyiddin İbni Arabi “Var mısın ki, Yok olmaktan korkuyorsun ?” İbni Arabi Ne kadar güzel bir söz… İncelememe onun bir sözüyle başlamak istedim. Ondan öğreneceğimiz çok şey var. Tamamen spoiler içerebilir ya da hiç içermez. Ben uyarayım da sonra mızmızlanan olmasın. Yazarımız bu eserinde İbni Arabi’nin hayatını anlatıyor. Yalnızca onu değil o dönemde bulunan pek çok alime de eserinde yer veriyor. Tam bir ilim deryası anlayacağınız. Kitapta hiçbir şekilde kopma yok. Birçok kişi ve olaya yer verilmiş ama kitap bir yol gibi, hiç sapma olmadan, birbiriyle bağlantı içinde ilerliyor. İbni Arabi’nin hayatını hep merak etmişimdir. Bu kitapla onun hakkında pek çok şey öğrendim. Sanki onun bir talebesi gibiydim. İbni Arabi yazarımızın anlattığına göre gençlik dönemine kadar dünyavi işlerle meşguldür. Tabi babası ona en iyi hocalardan dersler aldırtmış. Ama yine de uyanamamıştır. Taki bir gece elini harama uzatana kadar o zaman, işte o zaman uyanmış. Ve 9 ay mezarlıkta boş bir mezarda halvete çekilmiş. Ve hiçbir hocadan ders almamasına, kitap okumamasına rağmen pek çok ilim sahibi olmuştur. Onun bu yolculuğu böyle başladı. Burası beni çok etkiledi bir mezarlıkta cılızda olsa ışık yok ve bir mezara girip 9 ayını geçireceksin, ürpertici. İslam coğrafyasının ki o zaman çok genişti; şu anki gibi arabaydı, uçaktı, telefondu, internet gibi hiçbir araç olmadan yalın ayak ilim peşinde gitmiştir. Hem kendisi hem de başkaları faydalanmıştır. Sevdiğim diğer kısım kız kardeşlerine sahip çıkması. Okuyunca helal olsun dedim :) Her zaman hal ve hatırlarını sormuş, hatta birinin ölümüne çok üzülmüştü. Kitapta beni şaşırtan ve biraz da üzen bir kısım var ki; İbni Arabi'nin aşık olduğu kadın Aynüş Şems… Onun aşkı beşeri aşktan ilahi aşka dönmüştü. İkisi de ilim sevdalısıydı. Ne uyumlu bir çift diye düşünürken bir şeyi atlamıştım; asla aşık olduğun insana kavuşulmayacağını… Evet İbni Arabi’nin sevdiği kadın bu idi ama evlendiği başka… Bir de İbni Arabi’nin yoldaşı, sırdaşı ve talebesi Bedr var. Onun kalemi gibiydi. İbni Arabi’nin kitaplarını yazmasında çok yardımcı olmuştu. Beraber nice yerler kat ettiler, birçok alimler tanıyıp sohbetlerine katıldılar. O kendini bir kömür gibi tanımladı ve onu altına çevirecek birini arıyordu. İlim süzgecinden geçirecek, onu doğruya ulaştıracak kişiyi ve onu, onda yani İbni Arabi'de buldu. Sevmediğim yada bana öyle gelen kısımları ise; İbni Arabi’yi fazla abartmaları. Tamam alimliğine, ilmine diyeceğim yok ama yaşadıklarına inanmakta zor. Belki öyle şeyler gerçekten yaşamıştır ama ben o kısımları soru okur gibi düz okudum geçtim kafamı karıştırmaya gerek yok demi. Kitabımızda pek çok ibretlik olaylara yer verilmiştir. Anlatımı sıkıcı değil, olaylar birbiriyle bir bütün oluşturuyor. Bence okunması gereken bir kitap çünkü İbni Arabi'nin bir görüşü; Allah (cc) ve Peygamberimiz (sav) sözlerine uyuyor. Fazla anlamam ama; Tarikat, mezhep yada belli kişilere tabi değil. Umarım yanlış bir şey söylemedim. Kitabı tavsiye ederim. İlme şimdi ne kadar kolay kavuşabileceğimizin kıymetini anlarız en azından. Allah’a Emanet Olun Canlar… "Biz aşktan sudur ettik. Aşk üzerine yaratıldık. Aşka doğru yöneldik. Aşka verdik gönlümüzü." İbni Arabi
Mana Deryasının İncisi Muhyiddin İbni Arabi
Mana Deryasının İncisi Muhyiddin İbni ArabiHasan Karagözoğlu · Kırk Kandil Yayınları · 201222 okunma
·
30 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.