<Kitabı okumayı düşünenlerin inceleme yazisi okumak yerine kitabi okumalarini, keşfetmelerini öneriyorum. Özellikle Neil Gaiman'in sunuş yazısını içeren yeni baskisini (eskisinde var mi bilmiyorum) okumaniz tavsiye olunur.>
"Yakmak bir zevkti." diye başlıyor kitabımız. Şayet birisi kitabın içinden durumu özetleyen bir alıntı paylaşmamı isteseydi bu cümleyi söylerdim. Evet, yakmak bir zevkti. Dönüşümü ve itaati seyretmekti ve bu şölen geceleri daha çok parladığı için itfaiyeler hep geceleri çalışıyordu. Yangın çıkaran itfaiyeler..
İtfaiyeler kitapları yakıyordu. Yıllar önce görevleri değişmişti. Çünkü bir zamanlar duyarlılığımızı yitirdik ve bu dünyadaki amacımızın "mutlu olmak" olduğuna karar verdik. Diğer ülkeler hatta eşlerimiz ve çocuklarımız dahi umrumuzda değildi. Mutluyuz ve düşünmüyor muyuz? Evet işte yaşıyoruz.
50li yıllarda yazılan bu kitabın dünyası insanların aynılaştığı bir dünya. Evimizin duvarlarını kaplayan ekranlar var ve bu ekranda izlediklerimiz mutlu gundemimizi oluşturuyor. Çocuklarımız artik cok cok küçük yaşlarda okula gitmeye başlıyor. Sohbetlerimiz aynı; bir şeyden bahsetmiyoruz. Yollarda o kadar hizli gidiyoruz ki reklam panolarinin boyutlarini on katina cikarmamiz gerekmiş. Kadinlarin güzellik anlayışı aynılaşmış. Bazen gökyüzünde savaş jetleri görüyoruz ama nereye ne olduğunu umursamıyoruz.
Peki herkes böyle mi? Hayır değil. Hala kitap okuyan insanlar var. İşte umut tam da bu noktada başlıyor.
İtfaiyeci Montag'in komşusu Clarisse sayesinde uykudan uyanmasıyla başlayan bir direnişin hikayesi Fahrenheit 451. Bu spekulatif kurgu kitaplari seven insanlarin hikayesinden çok daha fazlası.
Unutmayın, bu dünya kalbimizi kirmak için burada. Duyarliligimizi yitirdigimizde insanligimizdan olacağız, düşünmeyi bıraktığımızda ise ....
Keyifli okumalar :)