Gönderi

116 syf.
·
Not rated
·
Read in 27 hours
Yanımızda olmasına alıştığımız, bir gün ayrılacak olduğumuz gerçeğini hep göz ardı ettiğimiz o çok sevdiğimiz insan gidiverirse birden ansızın, ne yaparsınız? Ona ait her eşya her anı öylece duruverirken onun yokluğu sarınca dört bir yanınızı? Kitapta bahsedilen de bu işte hem de bir kurgu değil tamamen realite! Yazar, eşinin ani vefatının ardından yaşadıklarını ona seslenerek kaleme almış. Kitap bana bizim ailemizde destanlaşan biraz da kıskanılan bir hikâyeyi hatırlattı. Babaannem ve dedem birbirlerini çok severek evlenmişler, sevgilerini azaltmadan hep çoğaltarak uzun yıllara birbirinden güzel evlatlar, anılar, yaşanmışlıklar sığdırmışlar. Bir gün gelmiş dedem kötü bir hastalığa yakalanmış, babaannem onu hiç yalnız bırakmamış, yeşil gözlerini onun kahvelerine katarak uykusuz geceler geçirmiş ama hep onun yanında olmuş. Muayene için doktora yalnız giden dedem hastanede fenalaşınca babamı çağırmış doktorlar, vefat etmiş dedem babam gidene kadar. Babam eve döndüğünde henüz hiçbir şey söylememişken babaannem hissetmiş, gönül yâreninin terk-i diyar eylediğini. "Öldü değil mi?" demiş ve cevabı bile duyamadan öylece bayılmış kapı önünde. Hastaneye kaldırmışlar, beyin kanaması geçirdiği söylenmiş ve o gece gönül yarasından başka hiçbir hastalığı olmayan babaannem de vefat etmiş. İkisi de birbirine "Allah senin acını bana yaşatmasın" derlermiş evlatları anne ve babanın ani kaybını yaşadılar ama onlar birbirlerinin acısını yaşamadan, arkalarında gıpta edilen bir aşk bırakarak destanlaştılar. (Bu yaşananlar olduğu vakitler ben üç yaşındaydım hayal meyal hatırlarım cenaze törenlerini.) Bana bu güzel iki insanı hatırlatan bir kitap olduğu için de ayrı bir sevdim Dul'u. Yazar kitabın bir yerinde: "Düşünüyorum da her gece hava gazı açık kaldı mı diye kontrol ederdim, üstelik bunu birkaç defa yapardım. Uyurken zehirlenmekten ve uyanmamaktan korkardım. Bugün bunu yaptığıma pişmanım. Asla kontrol etmemeliydim belki biraz şansla birlikte gitmiş olabilirdik." diyor. Yüreğinizin tellerini titretecek kadar zor bir acı. Hatta bir yerinde de karısının yarım kalan kitabını kendisinin tamamlayacağını yazmıştı. Kâh gözlerim doldu kâh küçük tebessümler kondu dudaklarıma kitabı okurken , samimi bir üslupla kalbî duygularını anlatan yazar yaşadığı kesif acıyı kısa bir anlatı gibi kaleme almış. Sade ve akıcı bir anlatımı var, hızlı kitap okuyamayan bana bile iki günde okutturdu kendisini. Şiddetli bir tavsiyenin ardından, gecenizin hayra kalması dilekleriyle...
Dul
DulJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20134,108 okunma
··
13 views
Yaren okurunun profil resmi
Elinize sağlık. Alıntıladığınız söze bayıldım, dakikalarca duvara baktırabilir. :) Yazar ne zamandır listemdeydi, kitaplarını çok merak ediyorum. Bu güzel inceleme için teşekkürler. :)
pomegranate okurunun profil resmi
Değil mi? O cümle diğerlerinin arasından öyle sızılı bir şekilde sıyrıldı ki yazmadan edemedim. Çok teşekkür ederim yorumunuz için. :)
zeyneb okurunun profil resmi
Jean Louis Fourner özellikle kitaplarının kısacık olması hasebiyle merak ettiğim bir yazar. Kisacik kitaplarini okuyup da etkilenmeyen görmedim neredeyse. Okunacak oyle çok kitap var ki umarim buna da sira gelir. Değerli bir inceleme olmuş emeginize sağlık.
pomegranate okurunun profil resmi
Kısa ve gerçekten etkileyici, hissettirdikleri de öyle derin ki... İnşallah sonra gelir, yorumunuz için çok teşekkür ederim. :)
Semih Doğan okurunun profil resmi
Çok ilgi çekici bir konu. Anlattıklarınıza ve size hissettirdiklerine göre oldukça da iyi bir şekilde işlenmiş. Bu şekilde hayattan örnekler verilen incelemeleri seviyorum. Elinize sağlık.
pomegranate okurunun profil resmi
Evet ve bunun gerçek bir yaşantı olması da cabası etkileyicilik yönünden. Cemil Meriç, kitaplarda kendimizi okuduğumuz söyler belki de bu yüzdendir inceleme yazarken yaşantımızdan örnekler vermemiz. Teşekkür ediyorum yorumunuz için.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.