Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

ÇALIKUŞU VE ÖĞRETMENLER ( Araştırma Tezi) "Roman, bir tarihi belge yerine geçmez ancak tarihe ışık tutarak o yolda gidenlerin yolunu aydınlatır. Yazıldığı dönemin problemlerinin anlaşılmasına yardımcı olur. Ayrıca roman, edebi bir dil ve üslup içinde eleştirel bir bakış açısıyla dönemin önemli olaylarını günümüze kadar taşıyabilme özelliğine de sahiptir. Hatta roman oluşumu ve yapısı gereği, sosyal konuları aktarmada, diğer türlere göre daha öncül ve de avantajlı bir konumdadır ." Dr. Mehmet Emin Uludağ ' a teşekkürler. Güntekin, geçmişten gelen ve Cumhuriyetle beraber oluşan eğitim problemlerini Çalıkuşu’nda yalnız öğrenciler açısından ele almaz, öğretmen sorunları açısından da irdeler. Yazar bu bağlamda ilk olarak, günümüzde de devam eden bir problemi yani büyük ümit ve heyecanla mesleğine başlayacak olan öğretmenin beklentilerinin sonuçsuz kalışını ve hemen yolun başında hayal kırıklığı yaşamasını konu eder. Bir öğretmenin beklentileri ve hayal ettikleriyle idarecilerin yaklaşım biçimi arasındaki farkı Feride’nin bakış açısıyla dile getirir. ✍️✍️✍️"Nezaret kapısını buluncaya kadar cesur ve neşeliydim. İşlerimin gayet kolay biteceğini umuyordum. Bir hademe beni Nazır’ın yanına götürecek, o da diplomamı görür görmez; “hoş geldin hanım kızım. Bizde senin gibileri bekliyorduk.” diye beni Anadolu’nun en yeşil bir memleketine tayin ediverecekti. Fakat kapıdan girince hava birdenbire değişti; beni bir heyecan, bir korku aldı ." Feride öğretmen, bu ilk karşılaşmanın şokunu üzerinden atamadan ikinci bir şokla karşılaşır. Bu daha büyük bir şoktur. Çünkü tahsil görmüş ve büyük ümitlerle mesleğe başlamayı bekleyen öğretmen maarifteki memurun tahammül edilemez sözleriyle sarsılır: ✍️✍️✍️"Sağımda, yüksek bir kapının üzerinde “Makam-ı Nezaret” diye bir tabela gözüme ilişti. Herhalde nazırın odası orada olacaktı. Kapının önünde, parlak marokenden kıvrım kıvrım somye telleri fışkırmış bir köhne koltukta kolları yaldızlı kerli felli bir hademe oturuyordu. Öyle bir edası vardı ki insan “acaba Nazır Paşa yahut Bey bu mu?” diye şüpheye düşse yeriydi. Korka korka yanına yaklaştım. -Nazır Bey yahut Paşa’yı görmek istiyorum, dedim. Hademe parmaklarını tükürükleyip kumral palabıyıklarının ucunu kıvırarak, şahane bir bakışla beni süzdü, ağır ağır: -Ne yapacaksınız nazır bey’i? Dedi. -Hocalık isteyeceğim dedim. O, bıyıklarının ucunun ne şekil aldığını görebilmek için dudaklarını büzüp cevap verdi. -Böyle şey için Nazır Bey rahatsız edilmez. Git, dairesine söyle. Usulü dairesinde muamele yap! Usulü dairesinde muamelenin ne olduğunu öğrenmek istedim. Fakat o, artık cevap vermeye lüzum görmedi; aynı mağrur ve şahane eda ile başını öbür tarafa çevirdi." Yazarın öğretmen sorunları çerçevesinde ele aldığı bir başka konu ise, günümüzde de öğretmenler tarafından en çok gündeme taşınan maddi sorunlar, özellikle maaşın yetersizliğidir. Bu, Feride’nin en büyük dertlerinden biridir. Gerçi Feride’nin annesinden kalma birikmişliği , zorda kaldığı zaman imdadına yetişecek elmasları olduğu anlatılır. Ama bu onu maddi sıkıntılardan kurtarmaz. Yazar, Feride’nin nasıl geçindiğini dikkatlere sunarak, bir başka anlamda aslında elması olmayan Feride öğretmenlerin nasıl geçinebilecekleri konusunu gündeme getirmiş olur. ✍️✍️✍️"Bunların hepsi güzel, hepsi âlâ fakat beni düşündüren başka bir mesele var. Dün akşam, yatmadan bir hesap yaptım, o kadar tuhaf bir netice çıktı ki, inanamadım. Bir kere de aynı hesabı parmaklarımla tekrar ettim. Maalesef doğruydu. Bu netice, çok acıklı olmakla beraber gülmekten kendimi alamadım. Ben, şimdiye kadar kendi gayretim, kendi çalışmam sayesinde geçindiğimi zannediyordum. Halbuki elimdeki parayı sarfetmekten başka bir şey yapmamıştım." Yazar bazen, Feride’nin kimliğini siler ve kendisi konuşarak öğretmenliği niçin yaptığını vurgular. Yıllar önce savunulan düşüncelerin aynısının neredeyse bugün de mevcut olduğunu dile getirerek öğretmenlerin maddi sıkıntılarına dikkat çeker. ✍️✍️✍️" Ben, muallimliği açlıktan ölmemek için kabul etmiştim. Hesabım doğru çıkmadı. Bu meslek, bir gün açlıktan öldürebilir.." Fakat bu maddi tatminsizliği yazar ruhsal doyumla giderir. ✍️✍️✍️"Fakat ne ziyanı var? Değil mi ki, benim gönlümün şefkate olan açlığını doyuracak, kendi hayatını başkalarının saadetine vakfetmek tesellisini bana verebilecek..." Çalıkuşu’nda yaklaşık 14 yerde Feride’nin şahsında, öğretmenlerin maddi durumu anlatılır. İstanbul dışındaki eğitimin acınacak durumu, öğretmenlerin acınacak halleri ve belki de Feride gibi bir kızın öğretmenliğini Anadolu’da yapmak istemesi romanı ilgi çekici kılar. Öğretmenlerin beklenti ve sorunlarına bu derece ışık tutulmasında yazarın konumu etkili olmuştur. Yazar, öğretmen sorunları ve beklentileri bağlamında, idealleri ve gerçekleri karşılaştırır ve ikisi arasındaki farkı okuyucusuna hissettirir. Bunun için ilk önce hayal edilen idealist öğretmen tipini Feride’nin kafasına yerleştirir. Bunu yaparak, aynı zamanda Çalıkuşu’nun yürek yarasını bu idealizm ile bir nebze de olsa avutur ve hemen hemen her öğretmenin bu idealizm ile öğretmenliğe başladığı görüşünü okuyucusuna vermek ister. Özellikle öğretmenlik vesilesiyle Feride’yi İstanbul’un entrikalarından uzaklaştırıp Anadolu’nun saf ve bozulmamış güzelliklerinde dolaştırır. Bakir Anadolu’yu gündeme taşır. ✍️✍️✍️"- Ah, kalfacığım, diyordum, kim bilir gideceğim yerler ne kadar güzeldir. Ben, Arabistan’ı hayal meyal biliyorum. Anadolu herhalde ondan çok güzeldir. Oradaki insanlar bize benzemezlermiş. Kendileri fakirmiş, fakat gönülleri o kadar zengin, o kadar zenginmiş ki, hiçbiri, değil bir fakir akraba çocuğuna, hatta düşmanına ettiği iyiliği başına kakmak mürüvvetsizliğinde bulunmazmış." Anadolu’nun bu acı gerçeklerine rağmen, ideal bir öğretmen portesi çizen yazar, daha sonra her ne şartlarda olursa olsun vazife bilincinin ve hizmet aşkının önemini kavrayan bir Feride ile karşılaştırır bizi: ✍️✍️✍️"-Hayrola Feride Hanım, sen niye böyle erken uyandın, ya? Ben seni yol yorgunluğu ile öğleye kadar uyur sandım; demişti. Ben gülerek: -Öyle şey olur mu? Vazife sahibi bir hoca, öğleye kadar nasıl yatar? Demiştim..." Not: Çalıkuşu'nu okuduktan sonra kendimce bir kaç araştırma yaparken rastladığım, 2008'de yazılmış bir tezden alınmıştır. ☺️📖✍️☺️ Teşekkür ederim.🙂
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.